esir
sana tutulmamak için savaşırken kendimle
aşktan yiyeceğim bu kaçıncı darbe derken... sakınınca kendimi azalan manalardan, kaybedecek hiçbir şeyim olmadığı halde mış gibi yaptığım... sen mi daha yaralısın ben mi? içime bırakıp gittiğin bu sızından sonra ne yapabilirim sanıyorsun.? bir gün tanrıça gibi hissederken kendimi ertesi gün hayatının en uzağına atıyorsun... her yazdığını okudum, okurken yükselen ateşimi düşüremedim... sana söylemiştim, bu iki savaşçı, yorgun ama güçlü savaşçı... bizim savaşımızın benzeri daha yaşanmadı... hazırmısın? ölmeye ya da öldürmeye? kaçamıyorum artık, yolumu şaşırdım... koy beni, düşlerinin yerine demiştim... beni içine koyacağın düşün kalmadı mı? neydi istediğin? benmiydim, yoksa eski aşklarından kalan bir acımı sana intikam alma hırsı bıraktı? kelimeler... ahh o kelimeler değilmiydi aklımı başımdan alan... artık ölesiye korktuğum kelimelerin... şimdi onları benden saklayacak mısın? sakla... istersen bir daha hiç konuşma... ya da en adi sözcüklerle çık karşıma... gocunmayacağım... gitmek mi istiyorsun, kalmakmı? birgün beni tanrıça yapıp, ertesi gün en uzağına atan... söyle kendimi neresine koyayım hayatının? ağlamak istiyor ağlayamıyorum... kaçmak istiyor, kaçamıyorum... kılıcımı kınından çıkartmıştım, onu sallayacak gücüm kalmadı... her yerde sen, her şeyde sen, bilmem ki nasıl söylesem? sardunyam... (sibel varol) |
yolu açık olsun.!!
yüreğinize sağlık
saygılar..