KUMKAPI VAKTİ
Bir kumkapı istasyon meyhanesindeydik.
Ahmet,salh ve ben. Muhabbet ederdik şöyle sımsıcak. O onun o onun hatrını sorar. Banada dert paylaşmak düşerdi. Ve ilkiydim. Bir gece vaktiydi karanlık ile mavi. Saat 9’u vurmuştu çoktan. Ay ışığı yansıyordu yüzümüze. Karbeyaz ortasındaydı. Kadehler kırılmaya hazır esnadaydı. Ve ağarma gittikçe çöküyordu. Oturduğumuz masanın köşesinde, Kanun çalan adam vardı. Hüzzam ile başbaşa bırakmıştı bizleri. Ahmet acısını anlatırken, Gözlerinden yaşlar akıyordu. Sonbahar yağmuru gibi. Hepimiz oysa acıların içindeydik. Sonra salih bir aşk gazeli okudu. O zaman hatırlanıyordu ayrılıklar. Sevgiler dizelerinde işleniyordu. Yüzümüzde gülmek kayboldu gitti. Ben, Ben hiç konuşmadım ve konuşamadım. Söyleyeceğim söz kalmamıştı. Hepsi bitmişti aşkın bitişinde. Elveda kilidi vurmuştu bana. Açmak bilmiyordu. Ardından sokaklarda ışıkların, Yarısı bir yanıp bir sönüyordu. Sahilin kenarındaki martılar, Tepemizde dolaşıyordu. Gelmişlerdi buralara. Bir martıda mektup atmıştı. Tam bize denk gelmişti. Benden açıp baktım ki, Bugün ayrıldığım sevgilimden. Arkadaşlar merakla bakıyordu bana. Sorduklarında bende verdim, Bu son mektubu ellerine. Ağlamaya başlamıştım. Elime almıştım mendili. Onlarda derin bir hüznü yaşadılar. Oysa hepimizin içinde, Bir burukluk vardı. Kağıt olup sokaklara atılan. Ellerimde buz soğuğu. Titriyordu tutamıyordu. Ne yapabilirdim ki? Böyle bir yenilginin karşılığında. Kemancı geldi. Çaldı kemanını. Sonra oturdu sandalyemize. Sohbetimize misafir oldu. Bizde söyleyince, Boynunu bükerek gitti masadan. Çünkü yalnız kaldığımızı söyledik. Belliydi o da öyleydi. Anılardan konuştuk sonra. Hatırlattık kendimize geçmişi. Mutlu olacağız sandık olamadık. Ahmetin cebinden bir gül düştü. Bende çıkarıp aldım yerden. Solgun bir gündü. İşte ahmet, Solmuş bir çiçeği, Senelerce taşıyabilen adamdı. Ne salih ne ben biz bunu yapamadık. Dünyanın adaletsizliğini yaşadık. Vede yaşıyoruz hala. Biz hesaplı bir yerden yakalamışız herşeyi hesapsız sanıp.Öyle saf insanlarmışız. Yıllar,aylar,seneler bunun farkına varamamışız.Yaşadığımız aşklar üç günlükten ibaret.Başka yönü yoktu söyleyebilecek.Üçümüz artık şimdi suskun akşamların, yarası olmuşuz. EGE MUTU |