SAAT GECENİN ÜÇÜ(bu şiir değildir sadece bir ruh labirentidir)
Gece karanlıktı yapış yapış ve ağır
uzakta denizin kıyısına şimşekler çakıyordu kaldırım taşları parlak kaldırım taşları hüzün yüklü ve gecenin üçünde yağmur yağıyordu İzmir’in üstüne. (Şehir yeni uyanıyordu. Sokakta kediler, sokakta köpekler, sokakta çöpçüler vardı turuncu yağmurlukları ıslak. Çöpçüler şehri temizliyorlardı. Kediler şehri temizliyorlardı. Köpekler şehri temizliyorlardı. -Gece bir duvar gibiydi ve kasvetliydi ve kasveti temizleyen yoktu aralarında- Ne sabah olmayı biliyor, ne de güneş bakışlarını gösteriyordu Menemen ovasından. Sekizinci katta hayal meyal bir ışığın önünde. Pencerede. bir adamın gölgesi vardı. Sevilmeyi bekliyordu kendince.) Gece karanlıktı yapış yapış ve ağır uzakta çok uzakta denize şimşekler çakıyordu şehir bir aydınlanıyor bir kararıyordu herkes uyuyordu kaldırım taşları sırılsıklam kaldırım taşları hüzün yüklüydü ve gecenin üçünde yağmur yağıyor gecenin üçünde bir adam gecenin içinden hiç bir zaman gelmeyecek olan bir sevgili bekliyordu. gecenin üçü gecenin üçünde gecenin üçü sadece gelen ..........ölümdü. |