EVVELİ NE, AHİRİ NE...?
Öylesine bir eylül akşamıydı bugün yine
Öylesine yürüyordum kaldırım taşlarında sessizce Hüznün sen kokan hali çepeçevre Dört bir yanımı saran hasretinin sancısı Gözlerimde çiğ taneleri donuk mat hediye Aşina zamanların ayn-ı sefası Anlatmadım kimselere... Aylar geçecek eminim ki böyle Belki de.. Yitik yılların halkalanmış ahvalinde Ben yine adımlarıma seni ekleyeceğim Yine saatleri sayacağım ümitlerle Sus pus sancıları efganlarından kime ne Hesapsız dökülen yapraklarda sarı helile Parangalar ellerimde Kanatlarım taş Uçamıyorum Diye diye.. Geldik bu vakte.. Bir rüyaydı düşe saran belki de Uyanamıyorum... Evveli ne, ahiri ne..? HAZAN |