mezarlar arası görüşme
“ -hiç ağlamadığını hatırlıyorum,
Elma şekerin yere düştüğünde bile —o acıyı ellerimde biriktirdim ben, Kırmızılığının sebebi ellerimin, şekeri tutamayacak kadar güçsüz olması” Paketi açılmamış şeker konuştu: Hepimizin elinde elma şekeri Sadece senin ağzına bulaşırdı kırmızı şerbet Kırmızı kırmızı dudakların şişer Güzelleşirdin Gözlerinde ıslak cam görüntüsü Ve hiçbir zaman gelmeyecek olan umudu arardık Ormana en son sen girdin Hepimiz çıktığımızda senin için çok geçti Ellerin toprağa yapışmış beni al diyordu Ve hala yüzün gökyüzüne bakıyordu Ama hiçbir zaman gelmeyecek olan, umuttu senin için. Sonra onlar geldiler “büyüdünüz” diyordu en küçük olanları Sahi ya, büyüdük ve en çok sen En buruk sen büyüdün, ama ellerin? O kadar küçüktü ki hala Toprağın çekimine karşı koyamadılar Gömüldükçe gömüldüler Görünmez oluyordun. Kırık şeker cevapladı: Hayır, ellerim o kadar büyüktü ki Hepinizin boynunu saracak kadar, Sıkıp suyunu çıkaracak, Üzgünüm, gerçekten, ama inanmazsınız Ben ölüyordum, Neden yaptığımı bilmiyordum. Üzgünüm, Şimdi daha büyük ellerim, En çok onlar büyümüş, Boyumuzdan çok, hepimizin. |
ve güzel günler dilerimve bir de
büyüyen ellerle beraber
tırnaklarda uzuyo ya
işte o zaman korkuyorum ben
hep daha çok için büyoyasa eller
o tırnaklarda parçalarcasına geçiyo elle tutulan o herşeye
ve dibine kadar...