Can Havli
Bir kitap yazılır seni anlatan, senin haberin bile olmaz.
Sayfalarca senden bahsedilir, Kimi yerde nefretler kusulmuştur varlığına Kimi yerde şükredilmiştir yaradana. Senin ruhun duymaz.. Memleketin her hangi bir yerinde, uzun uzadıya gözlerini anlatan bir şiir yazılır, Yazılmakla kalmaz o kitabın içine konur da sen her şeyden bi haber yaşamaya devam edersin.. Belli mi olur ? Bir yerlerde denk gelirsin o kitaba, önce ismi dikkatini çeker ’Can Havli’ Sonra yazar tanıdık gelir ’Vay be ! dersin. Bu adam bu kadar yetenekli miydi..? Aslında o adam o kadar yetenekli değildi, belki de yetenekliydi ama yazması için sebep yoktu. Çünkü sen vardın.. İçinden geçen her şeyi sana anlatıyordu.. Kalemi de sen oluyordun kağıdı da yeri gelince silgisi de.. Seninle gelecek yazabilirdi o adam ve geçmişi sende silebilirdi azıcık sevdaya meyilli olsaydın.. * * * Sonra kitabın ismine takarsın kafayı. ’Ne saçma bir isim, hiç bir anlamı yok’ dersin.. Unuttuğun çok şey var, sen o adamın canıydın ve giderayak yazılmıştır o kitap.. Sen giderken.. İnsanın canı yandığında istem dışı neler söyler bir düşün, öyle oku o kitabı.. Sen giderken canı yandı o adamın, can havliyle yüreğinin acısıyla döküldü o kitaptaki her satır kaleminden.. Seni anlatan kitaba, daha başka nasıl bir isim bulunabilirdi ki ; Can Havli.. |