Kalem köle, Kelime kırbaç
sana kırmızılarımı göstereyim mi
gözlerime bak hayat in sırtımdan daha yapacak işlerim var yar ile karşılaşacağım denize koşacağım kuş vuranların sapanını satacağım çaldıracağım ayakkabılarımı bile bile yalınayak çıkacağım huzura alkış alacağım yan yatacağım yatağa kendime yukarıdan bakacağım ne kadar küçükmüşüm oysa annemin omuzunda! içinde kalem olan ne varsa dökeceğim içimi bir cep içimde kelam olan ne varsa üzerine düşeceğim eylemlerin aldırın haaa, hafif bedenime ne kaplumbağa, ne tavşan hakemim ne kadar dengesizim bakın bir dize azalmak için bin dize eğilmiyor içim ha yazmışım, ha çizmiş arabada hasar aynı özrümde öyle ehliyetsiz seviştiklerime çizdiğim zamanlar zor geliyordu takvime çizmediklerimi toplasam ömür ne kadar kısa aksine hay aksi unutmuşum resimlerde gülmemeyi hey aksi çıkmaz sokakta bile gülümse! diyeceğimde yakışsa birde! sana mavilerimi göstereyim mi paçalarıma bak hayat, paçalarıma gel ardımdan daha alınacak yolum var kaf dağına çıkacağım masal olmaya! ya da çocuk kömür karası bir arabayla ekmek parası kazanmayı düşleyeceğim kömür gözlü bir sevdiğim olacak adını gözde koyacağım bir daha doruğuna çıkacağım dağların eteklerindeki beni seyredeceğim siliyorken terlerimi canımı sıkacağım bile bile düşe kalka koşacağım ebemkuşağına sarıya hüznü bandırıp yeşilde konaklayacak içim heyyyy diyeceğim be ışığı yansıtmak o biçim.... üç dize sonra düşeceğim kollarına e bilirsin hayat kısa boynum kırılsada takla ata ata gitmeliyim vuslata! sana yeşilleri mi göstereyim mi dağlara bak hayat o bir zamanlar yeşil olanlara e bin artık sırtıma! Ali Aydoğdu 2007 |