KADIN VE ADAMAdam elinde bir çubuk Yere hayatı gibi kırık şekiller çiziyordu Umutsuzluk yüzündeki çizgileri bir kat daha artırmıştı sanki Gözlerinin rengi hayallerinin rengiyle karaya dönmüştü Susuyor Sustukça Azrail’le sözleşme imzalıyordu aşkına karşılık. Bir güne razıyım dedi Yeter ki bir günlüğüne mutluluğu ver bana Ondan sonra hazırım ölmeye al canımı diyordu Alnını kırık hayatına yaslıyarak. Yanında oturan kadın yeşil gözlerini adama dikmiş Sevginin her tonuyla bakarken Git artık dedi usulca canı boğazına gelerek Soğuk elleri adamın saçında dolaştı bırakmak istemeyen bir hınçla Bak bana dedi Bak. Biz seninle aşkı zamansız bulduk kayıp bir şehirde Sen yolcusun bu camsız sokakların kaldırımlarında Bilki ilk ayrılan biz değiliz bu felek denen zalimin elinde Uçurtma misali yükseldiğin yere kadar yüksel yalnızlığında Ama sakın düşme bilmediğin evin damlarına Ben sensiz nefes alan bir bedenim Yıldızları seninle sevdim karanlık gecelerde Sakın untma Diyerek kalktı yerinden Geldiği gibi ölüm sessizliğinde kayboldu sokaklarda. Adam yeni başlayan yağmurlara kaldırdı başını Ağladığını saklasın istedi belki de doğa Islanan saçları gibi ıslak bahtına okkalı bir küfür savurdu Sakat yüreğine bastonla destek vererek kalktı o da yerinden Biliyordu artık hiç bir şey onu iyileştiremezdi O eski deli dolu adam değildi Kadının gittiği yola son kez baktı Topal yüreğini sürükliyerek karanlık geleceğine doğru yola çıktı. Buse DENİZ |
buz gibi bir çift el,,
yan yana sarıldığımız bank,,
ve yürüdüğümüz kaldırım boyu sokaklar,,
ne kadar da çok hatırlattı maziyi,,