Sen Sevmeyi Bilmezsin
Vücuduma kırbacın âlâsını vur hınçla,
Kalbime açtığın gibi yara açamazsın. Zevk-ü sefana bak sen, sür ömrünü sevinçle; Ancak bu aşkın azizliğinden kaçamazsın. Arzu ettiğini sev, ele güne gönül ver; Onun yoluna bedeninle bir, ruhunu ser. Buna rağmen tecrübe yaşattığın garip der: Benim geçtiğim gibi bu yoldan geçemezsin. Gam neymiş, keder neymiş yarin firâkı ile; Bîhabersin, neden tükenmek bilmez şu çile. İltifat kelâmını bilmeyen zalim dile Aşk şarabı sürüp yudum dahi içemezsin. İçimi döksem yüzüne coşar hayret duygun; Kalbimi, taş kesmiş kalbine bulmadın uygun. Gönlümdeki aşk hazinesini sanma soygun; Dil lâl, akıl zevâl olur, paha biçemezsin. İlminden suâl etmem sen sevgiden cahilken, Ruhun gibi soğuk okyanuslara sahilken. Aşk, akıl değil gönül hududuna dahilken Hiçe sayma kalbi, tek kanatla uçamazsın. Gözbebeklerinde hep aynı dünya, aynı renk; Musikî de gürültü de sence aynı ahenk. Sanırsın ki seven ile sevmeyen insan denk, Habil Kabil’i görsen iyiyi seçemezsin. Benim gibi aşkın alevli korundan yiyip Elin sürmeyerek dünya lezzetinden cayıp Bir varlığı dahi olsa "Sevebildim." deyip Hayattan sıcak bir tebessümle göçemezsin. (2010) |