Hatırlayış
Akşam doğunca şehre yorgunluk bir sis gibi
Nasıl çökerse ruhun ıssız caddelerine, Sen de mazi kefeni bürünmüş bir his gibi Çöküyorsun gönlümün en muamma yerine. Sanki gönlüm sana, sen gönlüme hapis gibi. Gözlerimde yaramaz bir buğu oluyorsun, Ellerimde ıhlamur kokusu ellerinin… Düş bahçemde bembeyaz bir kuğu oluyorsun, Kıskandığısın yerin en güzel güllerinin. Ölgün hissimin sesi soluğu oluyorsun. Yıllar en baştan yaşanıyor dünmüşçesine Ve elindeki mor menekşe hâlâ solmamış. Yine yağmurlarla o gün bugünmüşçesine, Adımlarımız yağıyor yere karış karış. Pencerem parıldıyor sen görünmüşçesine. Nasıl derim yollar ve yıllar girdi araya, Gözbebeklerimden bir an çıkmazken gülüşün? Kaybolsan bile elbet ben araya araya, Bulurum seni mavi yamacında bir düş’ün. Mahpussun şehrimdeki hayâl denen saraya. Ne gurbet ne uzaklık dinliyor aşk baksana, Nereye gitsem bana gölgemden de yakınsın. Artık hatıralarda gezmeyi bıraksana, Mehtap sen varken yine varlığından yakınsın. Gel de yeri dert etme, kollarım açık sana. (2014) |
Tebrik ederim
Selam ve saygılarımla