BİTER Mİ? BU VUSULLER
Biz cefalarda sen sefalardasın
Güzün harman vakti bitmekte Kış kapının dibinde devranında Sonbahar akşamları kir içinde Ekim Kasım derken Aralık Bir tutam sır kalsın sinende Halin perişan yüzün nevşende Pırıl pırıl olsun gözlerin neşende Yaz geçsin kış gelsin ne olur Rüzgâr vınladığında yapraklar Dökülür bir bir yerlere vaktinde Zaman akmakta su durmaz Hayat dönük yaşam kurnaz Kar yağdığında kasvet çöker Hüzün yaşarsın mutlu günlerinde Aşk meşk bir an durgunluğunda Dayandığın ağaçlar kuruduğunda Huşu içinde bir duman yükselir Daralan nefesin gırtlak kurutur Hissiyatın acısıyla kıvrandığında Özlemle baktığın bulut bile unutur Toprak üstüne her atıldığında Kuzey rüzgârı yosun tutturur Silinse de mermer mezar taşı Üç gün sürer hasret gözyaşı Geriye kalanlar sözde dimdik Aşkın sırları işlenir şimdilik Sızmaz özde kalanlar filmlik Düğümlenir boğazına bir ilk Her şey güzel at bir çimdik Aşklar aşklar birer kirpik Sözlerle olur ilmik ilmik Son sözüm yeter artık Dursun bu acılar son olsun Yürek yanar koz gibi gül Toz duman olmuş gönül Akşam sevdasında düldül Kara geceler sırıtmakta Ansızın çullanacak belli Ebediyet dergâhında meyler Neyler bunlar neyler Huriler melekler El pençe olsun Dizlerin kıvrak Akarken zümrüttük Raks eder kaş göz Eller çırpışarak Semadan aldığın o güzelliğin Arşa varacak mı? Bakalım Dillendiğin diller susacak mı? Kum misali çakıllar sümbül Kıvrılmış saçların lüle Ne dalgalar alır ne de tufan Açık değil mi? Hayatın Ayan beyan dur artık Etme sende bana kötü kelam Sen bana sallarsan elini Karşılığı farzdır selam Biter mi bu vusuller Kenetlenen ellere kalan Aşka küsmüş durgun liman Ebediyete dek susmaz ezan Silinmedikçe kalbimizdeki iman Sinir krizleri içindeyim bazan Suskunluğum kızgınlığımdır Depreşince içim olur hazan Dönek kurşuna olurum kurban Haremimde gurbet olsun kuzum Geçmediyse nazım sözüm Eşheedü’dür nadan olan kelam Bir şey kalmaz okununca selam Zekeriya ÇAVUŞ Teaching Assistant Researcher, Writer [email protected] Düzce 20.09.2012 – 00.56 |