Tıngır mıngır geçerken zaman Unutulan bile olamadılar, Yok sayılan Şehrin insanları. Dert atıp huzur tuttular , İki oda bir sofa yaşarken , Sıra sıra uzandılar uykularına.
Bukle bukle saçlarına tutundular, En ar , en zor zamanlarında , Umut denilen doğurgan kadının. Ve salkım saçak çatılarından akan, Yağmur sularının çukurlarında , Görmedikleri gemileri yüzdürdüler.
Pespembe yanaklarında kayıp gamzeleriyle , Küçük küçücük sıcacık kalpleriyle , Mini mini insancıklarıydılar hayatın. Ne vaatler ne de lüks yoktu sözlüklerinde, Belki bir sözlükleri bile yoktu dünyalarında. Tek renkleri , açan çiçekleriydi vita kutularında.
Bir tekerleme tekerlenirdi dillerinde, “Takır tukur takatukaları tıklatmadan gel” “Takırtı taktuk devi uyandımadan tıkırda.” Fidan fidan büyürler memleketlerinde, Ne ormancı haber alsın istediler onlardan , Ne de açgözlü başbahçıvan..
Tıngır mıngır geçerken zaman Unutulan bile olamadılar, Yok sayılan Şehrin insanları. Dert atıp huzur tuttular , İki oda bir sofa yaşarken , Sıra sıra uzandılar sıcacık uykularına.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Tenekeden Hayatlar şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Tenekeden Hayatlar şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Şiirinizi okurken boğazım düğümlendi. Bazılarımız daha değerli şu hayatta, bazılarımıza bir o kadar hoyrat ve acımasız yaşam. Sevgi dolu duyarlı yüreğinizi ve değerli paylaşımınızı kutluyorum. Saygı ve sevgi ile kalın.
Anneannemi hatırladım, vita kutuları ve çiçekleriyle, komşularıyla. O iki oda bir sofada ne güzel günler geçirdik. Ve evin bahçesinden seyredilen sinema her şeye değerdi.
Tıngır mıngır geçerken zaman Unutulan bile olamadılar, Yok sayılan Şehrin insanları. Dert atıp huzur tuttular , İki oda bir sofa yaşarken , Sıra sıra uzandılar uykularına.
Bukle bukle saçlarına tutundular, En ar , en zor zamanlarında , Umut denilen doğurgan kadının. Ve salkım saçak çatılarından akan, Yağmur sularının çukurlarında , Görmedikleri gemileri yüzdürdüler.
Pespembe yanaklarında kayıp gamzeleriyle , Küçük küçücük sıcacık kalpleriyle , Mini mini insancıklarıydılar hayatın. Ne vaatler ne de lüks yoktu sözlüklerinde, Belki bir sözlükleri bile yoktu dünyalarında. Tek renkleri , açan çiçekleriydi vita kutularında.
Bir tekerleme tekerlenirdi dillerinde, “Takır tukur takatukaları tıklatmadan gel” “Takırtı taktuk devi uyandımadan tıkırda.” Fidan fidan büyürler memleketlerinde, Ne ormancı haber alsın istediler onlardan , Ne de açgözlü başbahçıvan..
Tıngır mıngır geçerken zaman Unutulan bile olamadılar, Yok sayılan Şehrin insanları. Dert atıp huzur tuttular , İki oda bir sofa yaşarken , Sıra sıra uzandılar sıcacık uykularına.
ÇOk çok güzeldi beğeni ile okudum Kalemi yüreği selamlıyorum üstadım, haz aldım okurken Saygılar selamlar
hayatin icinden insan manzaralari ... sizin basarili anlatiminiz ve bu fotograf nasil da her seyi koymus ortaya ...
heyy sen güzel cocuk ! üstün islanacak ... camur icinde kalacaksin... bak annen kizacak sana ...
belki sen de benim gibi yaparsin... o camurlu elbiselerini yatagin altinda selenin icinden temiz elbiseleri alip degistirisin.. kirlileri de yatagin en dibine atarsin :-)))
Bu kalem özgün bir anlatımla çağın sıkıntılarını en iyi şekilde dile getiriyor... Yazılması gereken bir şiiri mükemmel bir şekilde kaleme almışsınız tebrik ederim....
Hikmet YURDAER