ANNE(SİTEM)
Bırak eller taşlasın, sen bana bir GÜL yeter"
Ezsen de bu başımı ahının gürzü ile Bahtımdaki fırtına dinmeden gelmem Anne Yakmam seni bir daha yakamam bile bile Gönlümdeki yanardağ sönmeden gelmem Anne Sinemde hissetmeden Rahmet’in nefesini Kulağım duymadıkça nihayetin sesini Ve Hakk çevirmedikçe acının ibresini Günahlarım tövbeme kanmadan gelmem Anne İsyanıma cevreden öfkene bırak beni Lütfu cennet olsam da sen gene bırak beni İstersen al şâd eyle ister isen yak beni Gerçek denen bu yalan yanmadan gelmem Anne Maskesi düşmedikçe iki yüzlü zamanın Yüzü ağarmadıkça geceye sinmiş tanın Hükmü batıl olmadan bu riyakâr yalanın Ve mühür Süleyman’a dönmeden gelmem Anne Gönlümdeki bu çorak gülistan olmadıkça Kuşkuların yerini Hakikat almadıkça Aklımdaki sorular bir cevap bulmadıkça Davetkâr sesinle -gel - denmeden gelmem Anne Bu ne yalandır böyle ne hanı ne hancısı Ömre reva görülen bir sancının sancısı Sebeplerse sadece kaderin yalancısı Sır, aşikâr atına binmeden gelmem Anne Faruk Atli. |