RUH SANCILARI
Kan, et ve kemikten ibaret bir beden
Ve onunla emişen ne açacağı belli olmayan bu ruh tohumu Mistik bir ironi kaburgalarıma dolanan Varlığımın çıplak dallarında yıpranmış bir kitap gibi Kendi iç dünyamda kanatlanıyorum Ötesini hiçbir kelime anlatamaz ki Mızrak geçirsen bütün sözcüklere Dağarcıklarım itirafa gelmez. Ah işte! Lirik bir çoşku pelteleyen yüreğimde Daha yeni yıkadım dilimi Kifâyetsiz sözcüklerin hecelerinden Dedim ya! Tekrardan teşekkül bu can Kıvrılır kıvrılır Dikenleri içine batar Kan,et ve kemikten ibaret bir beden Ve onunla emişen ne açacağı belli olmayan bu ruh tohumu Yıpranmış güneş sarısı bir çadır Gönül gözünden ıramış Sana sabırsız bir göçle kurulur Göğsünün arka bahçesine ki Çorak,kasvetli,karanlık kokan çalılıklardan ibaret Ah işte! Yine yeniden Lirik bir çoşku pelteleyen yüreğimde Daha yeni yıkadım dilimi Kifâyetsiz sözcüklerin hecelerinden İlhamına yanmış,boyanmış bir göçebe aşık olur Kalem kaçgını azgın ruh Kaburgalarına bir salıncak kurar Esrarlı bir ironi kalp kapağını sarar Zihnimin iniltileri kuru dallarına tırnak geçirirken Tutkularım sıcacık sıcaklığında mêşkle salınır (28.07.10) NÜRGÜL OCAK |
anlaması her baba yiğidinin harcı olmayan türden bir kalem..ben anladım mı?kendi kabım kadar...
saygılar..