NUR YÜZLÜ YOL ARKADAŞIM
Nur yüzlü yol arkadaşım
Romantik hayallerimin tanrıcası Yıldızların ışığı yüreğinde Ayın aydınlığı yüzünde İmparatorluğunu ilan etmiş aşkın Ve doğuran bir annenin şevkatli elleriyle Terli saçlarını okşadığı gibi yavrusunu Okşarken yüreğimi Lakin ayrılık vakti geldi Zaman gece yarısı Efsunlu yıldızlar rahat vermez gayrı Kimbilir ne güzel olurdu Senin aşkını baştan yazmak Gizli bir madebi açar gibi Açıp yüreğini,yeniden yazmak seni Karanlığın ortasında güneş gibi Ne güzel olurdu kimbilir Yeşertip hayallerimizi Dikmen dağının eteğinde Yedi uyurların düşeğinde Pırıltısında,pınarların Cemrenin suya düştüğü gibi Isıtıp yüreğimin ortasına Düşerken ateş topu gibi Ne güzel olurdu kim bilir Üzerine kırağı düşmüş Bir beyaz gül kadar taze Bir o kadar kusursuz pembe yanaklım Beyaz gülüşüne vurulduğum Senki adına Ocaklar,kurduğum Aşım,işim dediğim İtaatkar yarim Kınalı elleriyle Kekik kokulu dağlarda Toplarken kır çiçeklerini Nice fırtınalar Kopuyor yüreğimde Üzerimde yağmur yüklü Bulutlar dolaşıyordu Henüz gidilmemiş denizlerde Henüz ulaşılmamış dağların Doruğuna doğru yağmur yağıyordu Çimenler çiğden bembeyaz olmuş Güneşle oynaşırken Tütsülenmiş buğulanıyordu Ağaçlar kıpır kıpır Islık,ıslığa rüzgar Aşkından çat diye Çatlarken bu kalbim Çağla kokulu,çiğdem bakışlım Diyorumki deliler gibi Bir türkü tutturup Birlikte çıksak dağlara Toplayıp dağların Allarını,morlarını yanaklarında Pembe dudaklarında Delişmen yarim Yayla kekliğim,melek yüzlüm Yaz yorgunu ömrümde Vedalaşmadan göçmen kuşları bizimle Son uçurtmalarını toplamadan çocuklar Ertelemeden hayatı Sonbahar gelip Yollar sarı yapraklara bürünmeden Hayat bir nehir gibi akarken Uçurtma uçuralım seninle Salıncaklarda sallanıp Gökkuşağından tacı başına takıp Yaşayalım hayatı Tüm güzelliğiyle Arıtaş güzeli Yayla kızı Kınalı elleri, Sürmeli gözlerini sevdiğim, Bizim olan hayatı anlıyormusun. 2006/KARABÜK |