YOKLUĞUNUN TÖREN GEÇİŞİ
Ay sıyrılmış göğünden
Düşüyor gözlerimden İçimdeki ormanlara iniyor Kurt sürüleri Yılan hışırtıları Aç bi aç Üşüşüyorlar üzerine İnsan hiç yalnız kalmamalı geceleri Parçalayıveriyor karanlık apansız İnsan hiç yalnız uyumamalı geceleri Gözlerindeki kabus yaralarını perçinliyor Aniden ve tek başına uyanışları. Güneş küsmüş günüme bak Ortalıkta tozlu bi bunaltı İçimde pis bulantı Şimdi kusuvereceğim tüm kahpe bulunamamışlıkları Oysa yağmur da yağmalıydı Bi sel olmalıydı Bi sel geçmeliydi tüm acılarımın üzerinden Geride bi ben Bir de sevdiğim sen kalmalıydın Dolu dizgin sevişmeliydik Terimizle atmalıydık üzerimizdeki tüm korkuları İçimizdeki bütün acıları boşaltmalıydık Sadece Sadece bir yağmur yağmalıydı Oysa Oysa biz Puslu yollarda kaldık Ben sana yürümek istesem Ayaklarım çıplak Kanaya kanaya yürürdüm de Adreslerin yoktu elimde Gelsem Seni bulamadığım sokaklarda üşürdüm Sokaklarında dona dona Gözlerin hayaline baka baka Ölürdüm Sen bana yürümek istesen Elin kolun bağlı Prangalı Hani kırsan zincirlerini Hani düşsen yola Geride kopmuş bir parçanı bırakırdın. Ama öyle istiyorum ki seni Öyle seviyorum ki Kanayacaksa kanasın Günahsa günah Öleceksem öleyim Güleceklerse gülsünler ardımdan Vuracaklarsa Vursunlar beni isterlerse Geç kalmışım sana Tek suçum bu Şimdi yağmalı o yağmur Şimdi bir sağanak başlamalı gök delinmişçesine Şimdi anlatmalıyım tenine tenimdeki şiirleri Gözlerine bakarken söylemeliyim sana sevgimi Seni bulmalıyım Ellerim Teninin coğrafyası keşfinde. Şimdi Seni sevmenin en güzel vakti Öldürecekse beni… |