EMİRDAĞI ÖZLEDİM
EMİRDAĞ’I ÖZLEDİM
Gurbette geçirdim gençlik çağını Nasıl da özledim Emirdağ’ını Bucak’ta yeşeren asma bağını Varıp dallarında deresim geldi. Topak evin farkı yoktu yuvadan Sular taşınırdı maden kovadan Kara kağnı gıcırdarken ovadan Adaçal üstünde durasım geldi. Harmana sap saçıp düven sürmeyi Damların üstüne bulgur sermeyi Çıldır da doğan da film görmeyi O eski günlere döne sim geldi. Dedemden öğrendim cirit atmayı Düğünlerde toyda güreş tutmayı Gölcük Yelli belde koyun gütmeyi Kuru ayazında donasım geldi. Hasretim sokuda bulgur dövmeye Giderdik sağdıç’la damat övmeye Çok küçük başladım yâri sevmeye Sevda çekmeyeni yeresim geldi. Nakış nakış kilimiyle halı sı Kınalar karardık taslar dolusu Badem gülü kokar ada çalısı Kuş olup dalına konasım geldi. Kolum yorulurdu kara sabandan Düğün olur oynar idik tabandan Korkarım ki ölüm gelir yabandan Ölmeden sılama varasım geldi. İlkbaharda yaylalara göçerdik Kar suyundan ayran eder içerdik Koyunun içinden kuzu seçerdik Aleyçiye postu seresim geldi. Bağ damında sere serpe yatmayı Heybeler dolusu üzüm satmayı Meydan Yıldız tepe volta atmayı Keçili çayında yunasım geldi. Edeler davulu goygun çalardı Deli gönlüm sevdalara dalardı Çay deresi cıvıl cıvıl dolardı Kilimine tokaç vurasım geldi. İstemedim ayrılığı çekmeyi Özledim çapayla bostan ekmeyi Arabaşı, mercimekli bükmeyi Pişirip dostlara veresim geldi. Dolgulu köfteni yeyip yanardık Yaylanın suyunu içer kanardık Güvecin içine pide banardık Yufka ile cacık düresim geldi. Kurulan pazarın Salı’ydı adı Önceden gelirdi yabanı yâdı Ağzımda duruyor yoğurdun tadı Toprağına yüzüm süresim geldi. Yaylayı yazıyı yaya teperdik Kuzu canlanınca saya yapardık Bayram olur küs elini öperdik Hısım akrabayı göresim geldi. AKÇINAR’ım, sevdasını gizledim Sıla diye yüreğimi közledim Emirdağ’ın tozunu da özledim Kaderimden hesap sorasım geldi. |