BEN DELİYİM
***
...Yorgun ve yalnızım.. Kaldırımlara misafirim...Gecenin gözleri üzerimde..Denizin ortasında kalmış küçük bir adayım… Yüreğimi bir yere bırakmışım, bıraktığım yerden çok uzaklardayım.. Kapıları kapatmışım üstüme, sürgüleri beynime çekmişim. Ey! Sabreden derviş bana da sabretmeyi öğretsene.. Ben deliyim... ama çok şey bilirim. Renkler ve zevkler hiçbir şey ifade etmez bana...Sonların başladığı yerden, başlangıçların son bulduğu yere gidiyorum.. Kara bir tren gibiyim yani, bir istasyondan bir istasyona, hep aynı raylar üzerinde. Ben deliyim… Yağmurun yağması benim için romantik değildir, ben kurşun yağmurlarını bilirim. Benim güneşim batmaz, dünyam dönmez, ayım hep mehtap halindedir, rüzgârlarım doğudan sert eser...Kadehime doldurduğum hüzünle sarhoş olurum, mezem ise bir dilim umut..Çok iyi bilirim yaşamayı,yaşatmayı ama yaşarken de savaşmayı... Ben deliyim... Ben buralara ait değilim..Dağları sırt sırta vermiş bir ülkem, surlarla çevrili bir şehrim. 12 den sonra volta attığım caddelerim, kızıl sakallı bir dayım bir de gözbebeğim var benim.. Ben Deliyim... Söyleyemediğim düşüncelerim var. Her akşam ayrı bir meydanda, Atatürk heykelinin karşısında,düşlerimi dar ağacına asar, ipini çekerim. Ölüm, kurşun olup yağar üzerime. Binlerce kez öldü sanılmış, ama ölmemişim... Ben deliyim… Benim mevsimim değişmez, sadece bahardır. kuşlardan sadece güvercini bilirim, yüreğim kanatlarıyla beraber çarpar. İnsanlardan yalnız çocukları severim, onları da büyüyünceye kadar. Bağıra bağıra şarkılar söylerim, sessiz sessiz şiirler yazarım. Bilmediğim yerlerin, tanımadığım kişilerin resimlerini çizerim beynime.. Ben deliyim... Kendimle sohbet eder, kendi kendime gülerim. Asfaltın siyahında kaybolur, düşüncelere dalarım. Çıkmaz sokaklarda kendimi arar, bir de üstüne güzel hayaller kurarım..Sonra, sonra hayallerimle beraber suya düşerim.Kimseye düşman değilim, kimseye de dost olmadım.Ben kendime bile kimi zaman yabancıyım...Ufacık bir bakış boğazımı düğümler..Özlenen özlendiğini hiç bilmeden, hasretin en yoğun halini yaşarım. Ah..ahh öyle bir yaşatır ki.. içimden dağıtmak gelir, dağıtamam ya, kendimi dağıtırım..Gözlerimin kahverengisi git gide koyulaşır, insanların ki o an kan kırmızılaşır. Bakamam kimsenin yüzüne, sevgiye muhtaç bir yavruya döner yüreğim... Kalbim titrer, haykırırım ama duyuramam sesimi... Ben deliyim... Ağlamamaya yemin etmiş gözlerim...Sonu dramla biten bir hatıra, üç bölümlük bir komedi dizisiyim. Çoğu zaman çorbama kinimi doğrar, öfkemi kaşıklarım..Zehir kokan bir gül biter dudaklarımın arasında, Kimisi tükürür, kimisi öper. Tükürene mezar, öpene lalezar olurum. Zülfün hergece ihanetler rıhtımında, ciğerimin üstünde sevdasını kurşuna dizer. Ve ufacık bir bakış boğazımı düğümler. Bulmacaya benzerim. Kimi zaman soldan sağa bir nota..Kimi zaman yukarıdan aşağıya Eski Mısır’da bir Ramsesim..Geceyi ikiye böler, sonra hayatın adını yalan koyarım... Ben deliyim... Yüreklerde ünlem, kafalarda soru işaretiyim..Bağrı taşlarla dolu bir Toprak parçasıyım. Bir uçtan bir uca kurumuşum. Karınca yuvaları ve ayak izleriyle süslüdür tenim...Kar yağar üşürüm, güneş olur kavrulurum. Mutluluğu uzaktan seyrederken cebimde küçük umutlar biriktirir, gözlerimi kapının eşiğine dikerim.İşte o zaman hayat acı bir kahve tadı verir, hep içime atarım ama, kendimi içine atacak bir yer bulamam. Anlamayana az gelirim, anlayana çok... Ben deliyim... Ağlamamaya yemin etmiş gözlerim... |