2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2104
Okunma
Konyevi ve Tebrizi,aşka engel değil mesafeler
Kavuşamayan yüreklerdir gözler önüne cefa seren
Binde birini bulamayan ve birde binini bulan var da
Sorarım ey Kimyâ, şu fani gönül kaç kez sever ?
Gökkubbenin ortasında aniden bir nur belirir
Mahluklar dile gelir, yıldızlar yere serilir
Şemsin ateşi vurduğunda kamere
Sevgilinin kesik başını gören Celaleddin delirir
Sabbah’ın pis cenneti, Alamut’un sağ burcu
Sevinir gecelere hakim hâkir birkaç çapulcu
Kucaklar ebedde küffarı elbet Nâr-ı Hâviye
İsyan ederek Yaradan’a nasıl olunur taburcu ?
Gözlerimi kamaştırdı mehtabın parlak haleleri
Ne adını duymak ister gönül ne ayrılık bahaneleri
Saltanat Kapısı kadar şahane değil gönül kapım
Senle beraber yıkıldı, aklım,dengem ve daha neleri
Bu lekeyi ne sabun temizler ne tarih kaplıcalar
Mesleğinin erbâbısın da insan dediğin kalp mi çalar ?
Tohumdan fidana, sonrasında sağlam çınara
İçten çürürüm,ulaşmalı benliğim billur pınara
5.0
100% (1)