PınarKonyevi ve Tebrizi,aşka engel değil mesafeler Kavuşamayan yüreklerdir gözler önüne cefa seren Binde birini bulamayan ve birde binini bulan var da Sorarım ey Kimyâ, şu fani gönül kaç kez sever ? Gökkubbenin ortasında aniden bir nur belirir Mahluklar dile gelir, yıldızlar yere serilir Şemsin ateşi vurduğunda kamere Sevgilinin kesik başını gören Celaleddin delirir Sabbah’ın pis cenneti, Alamut’un sağ burcu Sevinir gecelere hakim hâkir birkaç çapulcu Kucaklar ebedde küffarı elbet Nâr-ı Hâviye İsyan ederek Yaradan’a nasıl olunur taburcu ? Gözlerimi kamaştırdı mehtabın parlak haleleri Ne adını duymak ister gönül ne ayrılık bahaneleri Saltanat Kapısı kadar şahane değil gönül kapım Senle beraber yıkıldı, aklım,dengem ve daha neleri Bu lekeyi ne sabun temizler ne tarih kaplıcalar Mesleğinin erbâbısın da insan dediğin kalp mi çalar ? Tohumdan fidana, sonrasında sağlam çınara İçten çürürüm,ulaşmalı benliğim billur pınara |
tebrik ederim cins pinari//