Mevsimlerin Kiri Dökülür İçimdeki SuskulardanSen bir pencereden bakarken yüreğinden sarkan cümlelere, Ben bir çay bardağına tutuşturuyorum çatlamış dudaklarımı Bir müziğin şimaline özlemle açıyorum ozan göğsümü Aşkın sularından geçerek arıyoruz gizemin yurdunu… Sen, yüreğinden dökülen ninnileri okşayan ellerimi izlerken, Ben kırmızı bir düş salıncağında bulutlara veriyorum yüreğimi Sen sözlerimin kırık uçlarını birbirine eklerken gizemin kadını Ben gözyaşlarımın sarmalından yazılar düşüyorum yaşama Geçiyorum denizleri, sevdayla ve avuç avuç yangın fırtınasıyla... Hafızamda bir yorum, nereye yapıştırsam bilmiyorum Bir düşün alnına olabilir belki, uzanıyor tutamıyorum İçimde bir suskunluk ah, kimseyle bölüşemiyorum Ve sonra bir fona veriyorum kulaklarımı Göğsümün penceresine kuşlar konuyor Hoyrat yıllar harcıyorum kendimi unutarak Ne çok istiyorum bir kadına aşkı anlatmayı Aşkın gözleri içimde, konuşamıyorum… Bir kadın düşünüyor avuçlarımın koyağında Sorgular biriktiriyor içimde bir başka kadın Sızılar mevsimlerin bohçasına saklanıyor ah Ve yorgun bir şafak esnemesi dudağımda, Yuvarlanıyorum aşka, uyuyamıyorum… Bekleyişlerin kilimini seriyorum düşlerin tarlasına Çekip gitmelerin resmi var çatlamış duvarlarda Göğsümün fısıltısına uzanıyor yine susuyorum Konuşsam nemlenecek dudağın, dağılacak bulutlar Ölüm sevişmesi kasıklarımda, soyunamıyorum. Gizemli gemiler çıkar az sonra aşkın limanlarından Yetinmesiz kavuşmaların demirleri çekilir sulardan Gecenin nikotin sarmalını bastırırsın kadın tenine Mevsimlerin kiri dökülür içimdeki suskulardan. Söz kessin karanlık gündüzle, aydınlık sağalım yaşamdan Bir vazoya koyalım hırpalanmış aşkların narin güllerini Hicaz peşrevinden tınılar olmasın sevdanın koynunda Arıtılmış coşkuların pınarlarından damlasın mutluluklar. Selahattin Yetgin |