TAKVA’DIR ALLAH-ALLAHŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Muaviye ve Yezid’in Lanetlendiğine Delalet eden Ayet ve Hadisler..
________________________________________ ALLAH-u Teala İsra suresi 60. ayette şöyle buyuruyor: 1- “Sana gösterdiğimiz o rüyayı ve Kur’ân’da lanetlenen ağacı, ancak insanları sınamak için meydana getirdik. Biz de onları korkuturuz da, bu onlara, büyük bir azgınlıktan başka bir şey sağlamaz.” İmam Sa’lebi, imam Fahr-u Razi ve diğer müfessirlerinizin rivayet ettiğine göre Peygamber (s.a.a) rüya aleminde Beni Ümeyye’nin maymunlar şeklinde kendi minberine çıkıp indiğini gördü, Cebrail bunun üzerine mezkur ayeti nazil etti. (Bu ağaçtan kasıt Beni Ümeyye soyudur.) ALLAH-u Teala, başı Ebu Süfyan ile Muaviye olan Beni Ümeyye’yi lanetlenmiş bir ağaç olarak zikretmiştir; dolayısıyla bu ağacın bir dalı olan Muaviye de mel’undur. 2- MUHAMMED Suresi 22 ve 23. ayetlerde şöyle buyurmaktadır: “(Ey münafıklar!) Artık iş başına gelir de yeryüzünde bozgunculuk eder ve yakınlarınızı kestirip doğratır mısınız? İşte bunlar, ALLAH’ın kendilerini lanetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör etmiş olduğu kimselerdir.” Bu ayet açıkça yeryüzünde fesat çıkaranları ve yakınları kestirip doğrayanları lanetlemektedir. Muaviye’den daha büyük bozgunculuk eden ve yakınları kestirip doğratan kim vardır? Onun hilafeti zamanında çıkardığı fitneler herkesçe bilinmektedir. Ayrıca lanetli olduğunun diğer bir delili de yakınları kestirip doğratmasıdır. 3- Ahzap suresi 57. ayette de şöyle buyuruyor: “ALLAH ve Resulünü incitenlere ALLAH, dünyada ve ahirette lanet etmiş ve onlar için horlayıcı bir azap hazırlamıştır.” Şüphesiz Hz. Ali’ye ve Peygamber (s.a.a)’in iki reyhanı Hasan ve Hüseyin’e ve has sahabesi Ammar ve diğerlerine eziyet etmek de Peygamber’e eziyettir. Dolayısıyla bu ayete göre de o mukaddes insanlara eziyet eden Muaviye, dünya ve ahirette lanetlenmiştir. 4- Mümin suresi 52. ayette de şöyle buyurmaktadır: “O gün zalimlere özür dilemeleri hiçbir fayda sağlamaz. Artık lanet de onlarındır, kötü yurt da onlarındır!” 5- Hud Suresi 18. ayette ise şöyle buyurmaktadır: “Bilin ki ALLAH’ın laneti zalimlerin üzerinedir!” 6- Araf suresi 44. ayette ise şöyle buyurmaktadır: “...Ve aralarında bir çağrıcı ALLAH’ın laneti zalimlerin üzerine olsun diye bağırır.” Zalimler hakkında inen bu ve benzeri ayetler açıkça her zalimin mel’un olduğunu buyurmaktadır. Dost ve yabancı hiç kimse, Muaviye’nin apaçık zulümlerini inkar edemez. Zalim olduğu için de ALLAH’ın lanetine uğramıştır, dolayısıyla ALLAH’ın lanet etmiş olduğu kimseye biz de lanet edebiliriz. 7- Nisa Suresi 93. ayette ise şöyle buyurmaktadır: “Kim bir mümini kasten öldürürse cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. ALLAH ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.” Bu ayet, bir mümini bilerek öldürenin ALLAH’ın lanetine uğradığını ve onun yerinin cehennem olduğunu bildirmektedir. Lütfen insafla söyleyiniz, Muaviye müminleri katletmekte ortak olmamış mı? Hucr bin Adiy ve yedi arkadaşını, onun emriyle katletmediler mi? Abdurrahman bin Hassan el-Ğanzi’yi diri diri mezara gömdürmedi mi? Nitekim İbn-i Asakir ve Yakub bin Sufyan kendi Tarih’inde ve Beyhaki Delail’de İbn-i Abdurrahman İstiab’da ve İbn-i Esir Kamil’de rivayet etmiş olduğu üzere sahabenin büyüklerinden olan Hucr’u, Muaviye’nin emriyle işkence ederek öldürdüler. Hucr’un tek suçu ise Hz. Ali (a.s)’a lanet etmemek ve ondan olmadığını söylememekti. Acaba Peygamber (s.a.a)’in büyük torunu ve Ashab-ı Kisa’nın beşincisi olan Hz. Hasan (a.s), müminlerin büyüklerinden ve cennet ehli gençlerin iki efendisinden biri değil miydi? Mes’udi, İbn-i Abdulbirr, Ebu’l- Ferec İsfahani, MUHAMMED bin Sa’d (Tabakat’ta), Sibt bin Cevzi (Tezkire’de) ve diğer birçok büyük alimlerin kendi kitaplarında yazmış olduklarına göre Muaviye, Cude için bir zehir gönderdi ve ona, “Hasan bin Ali’yi öldürecek olursan sana yüz bin dirhem verir ve seni oğlum Yezid’le evlendiririm.” diye vaatte bulundu. Hz. Hasan’ın şahadetinden sonra Muaviye ona yüz bin dirhem verdi, ama oğluyla evlendirmedi. Hz. Hasan’ın şahadeti, bir müminin katlinden de öte Peygamber (s.a.a)’i üzen bir olaydır. Mezkur iki ayetin açık hükmüne rağmen henüz Muaviye’ye lanet etmekte tereddüt mü ediyorsunuz? Büyük sahabeden olan Ammar da Sıffin’de Muaviye’nin emriyle öldürülmedi mi? ehlisünnettin Büyük alimlerin de ittifak etmiş olduğu üzere Peygamber (s.a.a) Ammar hakkında şöyle buyurmamış mıydı?: “Ey Ammar, seni baği ve tuğyan ehli bir grup öldürecektir.” Büyük müminlerden binlerce insanın Muaviye tarafından katledildiğinden şüpheniz mi var? Dinin keskin kılıcı ve temiz yürekli bir mümin olan Malik Eşter de Muaviye’nin emriyle zehirlenmedi mi? Muaviye’nin Mısır’daki iki adamı Amr bin As ve Muaviye bin Hudeyc, Hz. Ali (a.s)’ın Mısır valisi MUHAMMED bin Ebi Bekir’i işkenceyle öldürüp ölmüş eşeğin karnında ateşe vermediler mi? Eğer Muaviye’nin öldürdüğü müminlerin listesini verecek olsam, bir gece değil, kim bilir kaç gece sürer. __________________ LAİLAHEİLLALLAH, MUHAMMEDEN RASULULLAH, ALİYYENVELİYULLAH İMAM HÜSEYİN ve ŞEHİTLERE RAHMET, YEZİT ve ZALİMLERE LANET! - 25/12/2010 - 11:45 “Her Gün Aşura ve Her Yer Kerbela’dır.” İmam Cafer-i Sadık (A.S) İnsanlık tarihinin kanayan en büyük yarası ve asırlardır dinmeyen acısı, İmam Hüseyin (A.S), Kerbela şehitleri ile tüm şehitlerimizi anmak için, burada toplanmış bulunuyoruz. Bildiğiniz gibi Hz. Hüseyin (A.S); Hz. Muhammed Mustafa (S.A.A)’in göz bebeği, Emirulmuminin Hz. Ali ile Fatıma-ı Zehra’nın ciğer pâresi, cennet gençlerinin efendisi ve masum 12 E. Beyt İmamlarımızın üçüncüsüdür. Kerbela Şehidi İ. Hüseyin, melun Yezid’in emriyle, melun Ömer b. Sad b. Ebi Vakkas komutasında, melun Şimr b. Zilcevşen tarafından 71 aile efradı ve yaranıyla beraber, kundaktaki bebekler de dâhil olmak üzere, tarihin benzerini görmediği, aç - susuz ve en feci bir şekilde, Kerb-u bela çölünde, 10 Muharrem Hicri 61 yılında şehit edilmiştir. İşin en garip tarafı da, Seyyid-i Şüheda İ. Hüseyin (A.S)’ın, müşrikler veya gayr-i müslimler tarafından değil de İslam halifeliğini gasbeden, sözde beş vakit namaz kılan ve her namazında da sözde Hz. Muhammed ve E. Beytine salât-u selam gönderen bir toplum tarafından şehit edilmesidir. Kur’an-ı Kerimde Yüce Mevlanın tabiriyle lanetlik ağaç olan Emeviler, Aşura gününde kimi şehit ettiler biliyor musunuz? K. Kerimin Dehr Suresinde övülen, Ahzap Suresinin 33. ayetinde mutahhar ve masum kılınan, Şura Suresinin 23. ayetinde sevgi ve itaati farz kılınan, Âl-i İmran Suresinin 61. ayetinde de Necran Hıristiyanlarıyla bizzat Allah tarafından Mübâheleye mazhar olan ve Âl-i Aba beşlisinden biri olan Kerbela Şahı Hz. Hüseyin (A.S)’dan başkası değildir. Hz. Muhammed (S.A.A) Onun hakkında; “şüphesiz ki Hüseyin, hidayet meşalesi ve kurtuluş gemisidir. Hüseyin benden, ben de Hüseyin’denim. Allah’ım! Hasan’la Hüseyn’i seviyorum, sen de Onları sev, Onları sevenleri de sev.” buyurduğu o nuru söndürmek istediler. O melunlar aslında Aşura gününde Bedir’le Uhut savaşında Peygamberimiz (S.A.A) ile yüce İslam dinine karşı savaşan ataları Kureyş putlarının intikamını almak istediler. Dün Ebu Süfyan İslam Peygamberine, Muaviye de İmam Ali’ye kılıç çekip savaştı, bugün de melun şecerenin temsilcisi Yezid zamanını imamı Hz. Hüseyn’e kılıç çekiyor. O öyle bir Hüseyin ki; Peygamberimiz (S.A.A)’in dizinden kaldırmadığı, sevip öpmeğe doyamadığı, mübârek sırtına bindirdiği, namazının secdesinde bile omzuna çıktığında, O inene kadar sırf rahatsız olmasın diye başını secdeden dahi kaldırmadığı ve kendiliğinden inene kadar secdesini uzattığı, kılınan her namazda Allahumme Salli - Bârik dualarıyla kedisine salavat göndermenin dini bir emir olduğu ve mahşer gününde şefaati umulan Şehitler Serdarı İ. Hüseyin (A.S)’dır. Zalimler zahiren görünürde İ. Hüseyn (A.S)’ı öldürdüklerini sandılar, oysa bilmedikleri bir gerçek vardır, o da: “Hüseyinler ölmez ve asla öldürülemezler!” Zira Allah-u Teâlâ, kâfirlerle zalimlerin işine gelmese de nurunu tamamlayacaktır. Aşura Gününde, İ. Hüseyin (A.S), Yezit’in tüm dünyevi ve şaşaalı tekliflerini geri çevirmiş, Ceddinin gerçek İslam dini için, mukaddes canını, kanını ve aile efradını seve seve feda etmiştir. Şayet bunu yapmasaydı, Emevi saltanatının başındaki melun Yezid’in sayısız rezaletleri dinmiş gibi algılanacak ve gerçek Muhammedi İslam Dini, Süfyaniler tarafından beşiğinde boğulmuş olacaktı. O gün mazlumlar serdarı Hz. Hüseyin (A.S), asırlar boyunca hürriyet aşığı mazlumlara ilham kaynağı olacak şu tarihi sözlerle kıyam etmiş ve melun Yezid’e karşı çıkmıştır: “Onlar bizden zillet mi beklerler, heyhat?! Şüphesiz ki, ben ölümü mutluluk, zalimlerle beraber yaşamayı da alçaklık bilirim! Eğer Ceddim Muhammed’in dini, kanımın akmasından başka bir şeyle ayakta durmayacaksa ey kılıçlar, gelin beni doğrayın!..” İşte görüldüğü gibi Kerbela ekolu, tüm insanlığa adalet, onur, fedakârlık ve zalimlere karşı - ölüm pahasına da olsa - kıyam etmeği öğretmeğe devam edecektir. Nitekim o gün görünürde Hz. Hüseyin yenilip şehit düşmüştü. Oysa gerçekte mazlumlar zalime, azınlık çoğunluğa, iman küfre, kan da kılıca galip gelip zafer kazanmıştır. Onun içindir ki tarihle beraber tüm insanlık, İmam Hüseyin ve şehitleri daima selam ve rahmetle, Yezit ve zalimleri de nefret ve lanetle, kıyamete kadar anmaya devam edecektir!
Adamda utanma yok, resmen Yezid’e taraf
Ali’siz din istiyor, olmuş iblisten taraf Allah’a karşı durur, namaz kılar paralı Kör yatar şaşı kalkar, lanetlidir o taraf. Emeviler düşmandı, Haşimilere karşı Kin ve nefret ektiler, bunu bilir tüm çarşı (SAV) Peygamber Haşimi’dir, Yezit ise Emevi Hal böyleyken seçim yap, göresin mutlak arşı. Zavallı bir kör olma, pis Yezid olup solma Çok küfürler edildi, eden taraftan olma Ehl-i Beyt ile Yezid, tam zıt iki kutuptur Tam doğru bir seçim yap; pişman olup saç yolma. Küçük kalptedir Allah; bilir Nusayri Fellah Takva Ali demektir; takva’dır Allah-Allah İmam Ali kıldırır; namaz ile niyazı Secde eder yıl boyu; budur Nusayri Fellah. |