ALİ ALLAH NURUDURŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Allah-Muhammed-Ali Birdir, Tam İslamiyet Demektir; Ali Yolundan Gidenlere -Arap Alevisi Nusayriler Dahil- Alevi Denir, Ali’siz islamiyet Düşünmek Kur’an-ı Kerime Karşı Gelmektir, Dolayısıyla Allah’a Karşı Gelmektir; Bu Nedenle, İblis Yezid’e Biat Edip Yoldan Sapanlar ve Ateist Olanlar Alevi Tabirini (Unvanını) Kullanamaz..!; Alevi Demek, Allah Emri İmam Ali Gibi Namaz Niyaz Sahibi, Özellikle ve Özellikle TAKVA Yönünden Çok Üstün Olmak Demektir"
İmam Ali (as) sevgisi hakkında Kırk Hadis Eklenme Tarihi ve Saati:1 Haziran 2012 - 0:01 - Haberi Yazdır İslami kaynaklarda İmam Ali (as) hakkında sayısız hadis mevcuttur. Bunlardan İmam Ali sevgisi ile ilgili kırk tanesini sizlerle paylaşıyoruz. 1- Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: “Bana iman edip beni doğrulayana Ali bin Ebi Talib’in velayetini tavsiye ederim. Kim onu veli edinirse beni veli edinmiş olur, beni veli edinen de Allah’ı veli edinmiş olur, onu seven beni sevmiştir, beni seven de Allah’ı sevmiştir, ona düşmanlık yapan bana düşmanlık yapmıştır, bana düşmanlık yapan da Allah’a düşmanlık yapmıştır”[1] 2- Ümmü Seleme’den naklen, Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Ali’yi seven beni sevmiş olur, beni seven de Allahı sevmiş olur, Ali’ye buğzeden bana buğzetmiş olur, bana buğzeden de Allaha buğzetmiş olur”[2] 3- Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Beni seven Ali’yi sevsin; Ali’ye düşmanlık yapan bana düşmanlık yapmış olur; bana düşmanlık yapan Allah’a düşmanlık yapmış olur ve Allah’a düşmanlık yapanı da Allah cehenneme sokar.”[3] 4- Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Ali’yi sevmek iman, ona düşmanlık küfürdür”[4] 5- Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Ya Ali! Müminden başkası seni sevmez; münafıktan başkası da sana düşmanlık yapmaz”[5] 6- Ümm-ü Seleme’den şöyle rivayet edilir: Rasulullah (s.a.a)şöyle buyuruyordu: “Münafık Ali’yi sevmez; mümin ise Ali’ye buğzetmez.”[6] 7- Emir’ül Müminin Hz. Ali aleyhisselam şöyle buyurmuştur: “Tohumu yaran ve mahlukatı yaratana ant olsun ki Ümmi Peygamber’in bana ahdidir bu: Beni ancak mümin sever ve bana ancak münafık düşmanlık yapar.”[7] 8- Ahmed b. Hanbel şöyle demiştir: “Ancak Resulullah sallallah’u aleyhi ve âlihi ve sellemin hiçbir şüphe olmayan hadisinde, “Seni ancak mümin sever ve sana ancak münafık düşmanlık yapar” buyurmuştur ve Allah Teala da şöyle buyurmuştur: “Münafıklar, Cehennemin en aşağı tabakasındadırlar.” Dolayısıyla, Ali aleyhisselam’a düşmanlık yapan cehennemin en aşağı tabakasındadır.”[8] 9- Ebu Zer’den naklen, Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Ali ilmimin kapısı ve risaletimi benden sonra ümmetime açıklayacak olandır. Onu sevmek iman, onu buğz etmek nifaktır. Ona bakmak huzur ve refah getirir, ona yakınlık ibadettir.”[9] 10- Ebi Said el-Hudri dedi ki: Resulullah sallallah’u aleyhi ve âlihi ve sellem Ali’ye hitaben şöyle buyurdu: “Seni sevmek iman, sana düşmanlık ise nifaktır. Cennet’e ilk girecek olan seni sevenin, Cehenneme ilk girecek olan sana düşmanlık yapandır”[10] 11- Resulullah sallallah’u aleyhi ve âlihi ve sellem Emirulmüminin Ali aleyhisselam’a işaret ederek şöyle buyurdu: “Ey insanlar! Evlatlarınızı (helâlzade olup olmadığını öğrenmek için) onun sevgisiyle imtihan edin; doğrusu Ali dalalete davet etmez ve hidayetten de uzak olmaz; dolayısıyla kim onu severse, sizdendir ve kim de ona düşmanlık ederse, sizden değildir.”[11] 12- Resulullah sallallah’u aleyhi ve âlihi ve sellem İmam Ali’ye hitaben şöyle buyurdu: “Beni sevdiğini söyleyip sana düşmanlık yapan yalancıdır”[12] 13- İbade b. Samit der ki: “Biz evlatlarımızı, Ali b. Ebutalib’i sevmekle imtihan ederdik; birisinin Ali b. Ebi Talib’i sevmediğini görseydik, onun bizden olmadığını ve onun gayri meşru olduğunu bilirdik.”[13] 14- Mahbub b. Ebu Zinad diyor ki: “Ensar, biz insanların, Ali b. Ebutalib’e düşmanlık etmeleriyle, babasından başkasından olduğunu tanırdık, diyordu.”[14] 15- Malik bin Enes’ten, Ebi Zinad’tan, Ansar halkı dedi ki: “Biz bir adamın babasının olmadığını Ali’ye olan buğzundan dolayı tanırdık”[15] 16- Eba Said-i Hudrî’den şöyle rivayet edilir: “Biz -Ensar topluluğu- münafıkları, Ali b. Ebutalib’e düşmanlık yapmalarıyla tanırdık.”[16] 17- Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Kıyamet günü insan dört şeyden sorguya çekilmedikçe adım atmaz: Ömrünü ne ile geçirdiğinden, bedenini ne ile eskittiğinden, malını nerede harcadığı ve nereden kazandığından ve biz Ehlibeytin sevgisinden sorgulanacaktır. Resulullah (sallallah’u aleyhi ve âlihi ve sellem)’a: “Ey Resulullah, sizi sevmenin belirtisi nedir? diye sorulması üzerine, O hazret eliyle Ali’nin omuzuna vurdu.”[17] 18- Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Ali’yi sevmek iyiliktir, onunla birlikte hiçbir günah zarar vermez; Ali’ye olan düşmanlık ise bir günahtır ki, onunla birlikte hiçbir iyilik fayda vermez.”[18] 19- Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Cehennem ateşinden kurtuluş, Ali sevgisidir”[19] 20- Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Ali’yi sevmek, nifaktan kurtuluştur.”[20] 21- “Topluca Allah’ın ipine sımsıkı yapışın.” İmam Rıza aleyhisselam, babaları kanalıyla İmam Ali aleyhisselam’dan şöyle nakletmektedir: Resulullah (saa) buyurdu ki: “Kurtuluş gemisine binmek, sağlam kulpa sarılmak ve Allah’ın sağlam ipine yapışmak isteyen; Ali’yi sevsin ve onun evlatlarından olan hidayetçileri izlesin.”[21] 22- Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Müminin amel defterinin başlığı, Ali bin Ebi Talib’in sevgisidir.”[22] 23- Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Ali’yi sevmek ibadettir”[23] 24- İmam Cafer-i Sadık aleyhisselam şöyle buyurdu: “Ali’yi sevmek ibadettir ve ibadetlerin en faziletlisidir”[24] 25- Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Ali’ye olan sevgi, günahları ateşin odunu yediği gibi yer”[25] 26- Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “İnsanlar, Ali bin Ebi Tâlib’in sevgisi üzerine toplansaydılar, Allah Cehennem’i yaratmazdı”[26] 27- Enes bin Malik diyor ki: “Resulullah’ın yanında kuş vardı. Resulullah şöyle buyurdu: ‘Allahım, bana en sevgili kulunu gönder ki benimle beraber yesin’ Sonra Ali geldi ve beraber yediler.”[27] 28- Ammar bin Yaser ve Abdullah bin Abbas’tan naklen, Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Ey Ali, seni sevip doğrulayana ne mutlu ve seni yalanlayıp sana düşmanlık yapanın vay haline”[28] 29- Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Her kim Allah’ın gazabını söndürmek ve amelinin Allah’ın yanında kabul edilmesini istiyorsa Ali bin Ebi Talib’i sevsin. Çünkü onun sevgisi imanı arttırır, onun sevgisi kötülükleri eritir, tıpkı ateşin kurşunları erittiği gibi.”[29] 30- İmam Cafer-i Sadık babası ve dedelerinden, İmam Ali’den naklen, Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Ey Ali, sen benim kardeşim, varisim ve vasimsin. Seni seven beni sevmiştir ve seni buğz eden beni buğz etmiştir. Ey Ali, ben ve sen bu ümmetin babalarıyız. Ey Ali, ben ve sen ve evladından olan imamlar dünyada seyyid ve ahirette melikleriz. Her kim bizleri tanırsa Allah’ı tanımıştır ve her kim bizleri inkar ederse Allah’ı inkar etmiştir.”[30] 31- Adamın biri Selman-ı Farisi’ye sordu ki: “Ali’yi neden aşırı derecede seversin?” Selman dedi ki: Resulullah sallallah’u aleyhi ve âlihi ve sellem in şöyle buyurduğunu duydum: “Her kim Ali’yi severse beni sevmiş olur ve kim Ali’yi buğzederse beni buğzetmiş olur”[31] 32- Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Ya Ali! Halk arasındaki misalin, Kur’ân’daki ‘Kulhuvallahu ahad’ (İhlas) suresine benzer; kim onu bir defa okursa, Kur’ân’ın üçte birini okumuş gibi olur; kim onu iki defa okursa, Kur’ân’ın üçte ikisini okumuş gibi olur; kim onu üç defa okursa, Kur’ân’nın hepsini okumuş gibi olur. Ya Ali, sen de böylesin! Kim seni kalbiyle severse, imanın üçte birini elde etmiştir; kim kalbi ve diliyle seni severse imanın üçte ikisini elde etmiştir; kim seni kalbi, dili ve eliyle severse imanın hepsini elde etmiştir. Beni hak olarak peygamber gönderen Allah’a ant olsun ki, eğer yeryüzünün ehli, gök ehli gibi seni sevmiş olsaydı, Allah onlardan hiç birini ateşle azap etmezdi.” [32] 33- İbn-i Ömer dedi ki: Resulullah (saa)’ a sordular ki: Mirac gecesinde Allah seninle kimin lugatı ile muhatab oldu? Resulullah buyurdu ki: “Allah, Ali bin Ebi Talib’in lugatı ile bana muhatab oldu ve bana ilham edip ona sordum ki: Ey Rab, sen mi bana muhatab oluyorsun yoksa Ali mi? Allah bana buyurdu ki: Ey Ahmed, ben eşyalar gibi bir şey değilim, insanlar ile kıyas edilemem ve eşyalar ile vasıflanamam. Seni nurumdan yarattım ve senin nurundan Ali’yi yarattım. Kalbinin içine baktım, kalbinde Ali bin Ebi Talib’den daha sevgili olanı görmedim ve böylece kalbin mütmain olsun diye onun lugatı ile sana muhatab oldum.”[33] 34- İbn-i Abbas’tan naklen, Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Ey Ali, ben ilmin şehriyim, sen ise onun kapısısın. Şehire ancak kapıdan varılır. Bir kimse beni sevdiğini söyleyip seni buğz ederse, beni sevmiyor ve yalancıdır. Zira sen bendensin ve ben de sendenim, senin etin etim, kanın kanım, ruhun ruhum, sırrıyetin sırriyetim ve senin adaletin benim adaletimdir. Sana itaat eden kişi ne saadetlidir ve sana karşı asi olan kişi ise ne bedbahttır. Seni Veliyyül emr kabul eden kazanır ve sana karşı çıkıp düşmanlık eden ise kaybeder. Sana iltizam eden kişi muradına erecektir ve seni terk eden kişi ise helak olacaktır. Senin ve senden gelecek evlatlarından olan imamların misali Nuh (as)’un gemisi gibidir. Her kim gemiye bindiyse kurtuldu ve her kim muhalefet ettiyse helak oldu. Sizin misaliniz de yıldızlar gibidir, bir yıldız kaybolduğunda Kıyamete kadar onun yerine başka bir yıldız (imam) doğacaktır.”[34] 35- Büreyde’den naklen: Resulullah (saa) Hayber ehlinin kalelerine indiğinde bayrağı önce Ebu Bekir’e verdi, fethetmeden geri döndü. Sonra Ömer aldı, Ömer de askerleriyle beraber Hayber’e hücum etti. Fakat sonunda askerleriyle beraber geri kaçtı. Askerler Resulullah (saa)’ın huzurunda Ömer’i ayıpladılar. Ömer de onları ayıpladı. Bunun üzerine Resulullah (saa) şöyle buyurdu: “Yarın sancağı öyle birisine vereceğim ki, Allah ve Resulü’nü sever, Allah ve Resulü de onu severler. Allah kaleyi onun eliyle fethedecektir”[35] Ertesi gün sancağı Hz.Ali’ye verdi ve ve Hz. Ali de Hayber Kalesi’ni fethetti. 36- Resulullah sallallah’u aleyhi ve âlihi ve sellem Ansar halkına şöyle buyurdu: “Ey Ansar halkı, ona tutunduğunuz müddetçe benden sonra asla sapmayacağınız bir şeyi sizlere tavsiye edeyim mi? ” Dediler ki: “Evet ey Resulullah” Bunun üzerine Resulullah (saa) onlara hitaben şöyle buyurdu: “Bu, Ali’dir, beni sevdiğiniz gibi onu seviniz ve bana ikramda bulunduğunuz gibi ona ikramda bulununuz. Size söylediklerimi Cebrail vasıtasıyla Allah bana emretti.”[36] 37- Ashabın büyüklerinden Selman-ı Farisi’ye Hz.Ali ve Hz. Fatıma’yı sordular, kendisi dedi ki: Resulullah sallallah’u aleyhi ve âlihi ve sellem in şöyle buyurduğunu kendim duydum: “Sizlere Ali bin Ebi Talib’i tavsiye ederim, kendisi sizin mevlanızdır ki onu seviniz, sizin büyüğünüzdür ki ona tabi olunuz, sizin bilgininizdir ki ona ikramda bulununuz, kendisi sizleri cennete götürendir ki ona saygılı olunuz, Ali, sizleri davet ederse icabet ediniz, sizlere emir verirse ona uyun, beni sevdiğiniz gibi onu seviniz, bana ikramda bulunduğunuz gibi ona ikramda bulununuz. Ben sizlere Ali hakkında ancak Allah’ın bana emretmiş olduğunu söyledim.”[37] 38- Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Kıyamet Günü’nde Ali bin Ebi Talib, Cennet’in yüksekliklerinde olan Firdevs Dağı’nın üzerinde bulunacak, o dağın üstünde Alemlerin Rabbinin arşı ve altında kol kol akan Cennet’in içine akan nehirler vardır, kendisi nurdan bir kürsüye oturup elinde tesnim (içecek) olacak, onun ve Ehl-i Beyt’inin velayetini kabul etmeyenler, sıratın üstünden geçemeyecek. Ali o gün, sevenlerini Cennet’e, buğz edenlerini de Cehennem’e geçirecektir”[38] 39- Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Ey Ali, sen havuzumun ve sancağımın sahibi ve kalbimin sevgilisisin. Sen benim vasim, ilmimin varisi ve benden önceki peygamberlerin mirasının emanetçisisin. Sen Allah’ın yeryüzündeki güvendiği ve insanlar üzerinde onun hüccetisin. Sen imanın rüknü ve İslamın direğisin. Sen, zifri karanlığın meşalesi, hidayetin nuru ve dünya ehli için yükseltilmiş nişanesin. Ey Ali, her kim sana uyarsa kurtulur, her kim senden yüz çevirirse helak olur. Sen aşikar, belli olan yol ve dosdoğru olan sıratsın. Sen ak yüzlülerin önderi ve müminlerin sultanısın. Ben kimin mevlası isem sen de onun mevlasısın. Ben ise her erkek ve kadın müminlerin mevlasıyım. Seni ancak temiz doğumlu bir kişi sever ve ancak kötü doğumlu olan kişi düşman olur. Miraç’ta Allah beni katına aldığında bana şöyle bildirdi: Ey Muhammed, Ali’ye benden selam oku ve bildir ki, kendisi evliyamın imamı ve bana itaat edenlerin nurudur. Ona bu keramet kutlu olsun.”[39] 40- İbn-i Abbas, Mücahit, Ömer bin Hattab ve Said bin Cübeyr’den naklen, Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: “Şayet ağaçlar kalem olsa, deniz mürekkep olsa, cinler hesap edici, insanlar da katip olsalar, Ali bin Ebi Talib’in faziletlerini sayamazlardı.”[40] Vessalâtü ves selâmü alâ seyyidinâ ve mevlânâ Muhammed’ül Mustafâ ve alâ ehlibeytihit tâhirin…Vesselâmü alâ menittebe’al hüdâ / Allah’ın salat ve selamı Seyyidimiz ve mevlâmız Muhammed’ül Mustafa’ya ve temiz Ehl-i Beyt’ine olsun…Hidayete uyanlara da selam olsun….. ——————————————————————————– [1] – (İbn-i Asakir “Tarih-i Dimaşk” c.2, s.93; Menakıb-ı Meğazeli s.230; el-Müttaki el-Hindi “Muntahab’ul Kenz” c.5, s.32; el-Hamvini “Feraid es-Simtayn” c.1, s.291; el-Heysemi “Mecma’üz Zevaid” c. 9, s.108; el-Müttaki el-Hindi “Kenz’ ul Ummal” c.6, s.154; el-Kunduzi “Yenabi’ül-Meveddet” s. 237; İbn-i Hasnevi “Dür Bahr’ül Menakib” s.59) [2] – (et-Tabarani “Mucem el-Kebir” c.23, s.380, Hadis No: 901; İbn-i Asakir eş-Şafii “Tarih-i Dimaşk” c.42, s.271, Hadis No: 8801; eş-Şeblenci “Nur’ül Absar” s.72; Muhibeddin et-Tabari “Zehair’ul Ukba” s. 65; el-Müttaki el-Hindi “Kenz’ul Ummal” c.12, Hadis No: 1264; İbn’ül Cevzi “Tezkiret’ül Havas” s.28) [3] – (Hatip el Bağdadi “Tarih-u Bağdad” c.13, s.32.) [4] – (el-Hamzavi “Meşarik’ul Envar” s.122 Mısır bas.; Kunduzi “Yenabi’ul- Mevedde” s.55.) [5] – (Sahih-i Müslim, c.1, s.120; Sahih-i Tirmizi c.5, s.306, Hadis No: 3819; Sünen-i Nisai c.8, s.117; Müsned-i Ahmet bin Hanbel c.1, s.95; Ebu Naim el-Asbahani “Hilyet’ül Evliya” c.4, s.185; el-Müttaki el-Hindi “Kenz’ul Ummal” c.2, s.598; İbn’ül Cevzi “Tezkiret’ül Havas” s.35; İbni Ebil Hadit “Şerhu Nehc’ ül Belağa” c.8, s.119; el-Heysemi “Mecma’üz Zevaid” c.9, s.133; el-Tabari “Zehair’ul Ukba” s.91; İbn-i Abdülbirr “el-İstîab” c.3,s.1100.) [6] – (Sünen-i Tirmizî, c.5, s.635 / 3717; İbn-i Esir “Cami-ul Usul” c.8, s.656 / 6499; Heysemi “Mecma-uz Zevaid” c.9, s.133.) [7] – (Sahih-i Müslim, c.1, s.86 / 131, Sünen-i Tirmizî, c.5, s.643 / 3736; Sünen-i Nesaî, c.8, s.116 ve 117; Sünen-i İbn-i Mace, c.1, s.42 / 114; Misbah-us Sünne, c.4, s.171 / 4763; Tercemet-u Emirulmüminin Ali aleyhisselam min Tarih-i Medinet-i Dimaşk, c.2, s.190 / 682-685; el-Bidayet-u ve’n Nihaye, c.7, s.54; al-Askalni “el-İsabe fi Temyiz es-Sahabe” c.4, s.271; Müsned-i Ahmed bin Hanbel c.1, s.84, 95 ve 227; Suyuti “Tarih-ul Hulefa” s.187) [8] – (Muhtasar-u Tarih-i Medinet-i Dimaşk / İbn-i Menzur, c.17, s.375, Dar’ul Fikr-Dimaşk, 1. baskı.) [9] – (El-Müttaki el-Hindi “Kenz’ul Ummal” c.6, s.158; Süleyman el-Kunduzi “Yenabi’ ul Mevedde” s.235; Es-Seyyid Murtada Hüseyni “Fedail’ül Hamse min es-Sıhah es-Sitte” c.2, s.210) [10] – (Eş-Şeblenci “Nur’ül Absar” s.72; Es-Seyyid Murtada Hüseyni “Fedail’ül Hamse min es-Sıhah es-Sitte” c.2, s.211) [11] – (İbn-i Asakir “Tercümet-u İmam Ali min Tarih-i Medinet-i Dimaşk” c.2, s.225/ 730.) [12] -(el-Müttaki el-Hindi “Kenz’ ul Ummal” c.6, s.395 / Menakıb-ı Meğazeli s.51 / el-Zehebi “Mizan’ül İtidal” c.1, s.251 / el-Askalani “Lisan’ül Mizan” c.2, s.285 / İbn-i Kesir “el-Bidayetü ven-Nihaye” c.7, s.354 / el-Künci “Kifayet’üt Talib” s.319) [13] – (İbn-i Asakir “Tercümet-u İmam Ali aleyhisselam min Tarih-i Medinet-i Dimaşk” c.2, s. 224/727) [14] – (İbn-i Asakir “Tercümet-i İmam Ali aleyhisselam min Tarih-i Medinet-i Dimaşk” c.2, s.224/728 ve 72 [15] – (el-Hamvini eş-Şafii “Feraid es-Simtayn” c.1, s.365 / İbn-i Asakir eş-Şafii “Tarih-i Dimaşk” c.2, s.224, Hadis No: 729) [16] – (Sünen-i Tirmizî, c.5, s.635 / 3717; İbn-i Sabban “İs’af-ur Rağibin” s.113; eş-Şeblenci “Nur-ul Ebsar” s.88; el-Heysemi “Mecma-uz Zevaid” c.9, s.132; Tabari “er-Riyad-un Nadire” c.3, s.242; İbn-i Hacer “Savaik-ul Muhrika” s.122; Taberanî de bunu Mu’cem-ul Evset’te Cabir’den tahriç etmiştir, c.2, s.s.391 / 2146.) [17] – (Taberanî “Mu’cem-ul Avsat” c.2, s.348/2191; Menakıb-ı Harezmî, s.77/59.) [18] – (Şeyh Abdurrauf Menavi el-Mısri “Menakıb’is- Seb’in” s.239; Mir Seyyid Ali Fakih-i Hemdani eş-Şafii “Meveddet’ul- Kurba”nın 6. Meveddesinde; Taberi “Zehair’ul- Ukba”nın Ehl-i Beyt’in fazileti hakkında nakletmiş olduğu 70 hadisten 59. hadisi) [19] – (el-Hakim Nişaburi “Müstedrek-u ala’s Sahihayn” c.2, s. 241) [20] – (El-Münavi “Künuz el-Hakaik” s.63) [21] – (el-Haskani “Şevahid-ut Tenzil” c.1, s.168/177.) [22] – (el-Müttaki el-Hindi “Kenz’ul Ummal” c.11, s.601 Hadis No: 32900; İbn-i Hacer “es-Sevaik’ul Muhrika” s.125, Hadis No: 32; el-Suyuti “Cami us-Sağir” c.2, s.45 Mısır bas.;Hatip el-Bağdadi “Tarih-i Bağdat” c.4, s.410 Mısır bas.; İbn-i İbn-i Hacer “Lisan’ül Mizan” c.4, s.471; es-Safvari “Nezhet’ül Mecalis” c.2, s.208; İbn-i Asakir “Tarih-i Dimaşk” Hadis No: 1262; Menakıb-ı Meğazeli s.243 Hadis No: 290; en-Nebehani “el-Feth’ül Kebir” c.2, s.245) [23] – (Tefrih’ul Ehbab fi Menakib el-Âl vel Ashab s. 340; et-Tüsteri’nin “İhkak’ul Hak” c.17, s.234) [24] – (Hatip el-Bağdadi “Tarih-i Bağdat” c.12, s.301) [25] – (İbn-i Asakir “Tarih-i Dimaşk” c.2, s.103 Hadis no: 610; el-Künci eş-Şafii “Kifayet üt-Talip” s. 184; Hatip el-Bağdadi “Tarih-i Bağdat” c.4, s.194; Tabari “Zehair’ul Ukba” s.91-92 ve “Riyad’ul Nadara” c.2, s.215; İbn-i Hacer “Lisan’ül Mizan” c.1, s.185; es-Safvari “Nezhet’ül Mecalis” c.2, s.207; el-Münavi “Künüz el-Hakaik” c.1, s.17; el-Müttaki el-Hindi “Kenz’ul Ummal” c.11, s.621 Hadis No: 33021 ve “Muntahab’ul Kenz” c.5, s.34; ed-Deylemi “el-Firdevs” c.2, s.142, Hadis No: 2722; Seyyid Eyyub bin Sıddık “Menâkıb-ı Çihâr Yâri Güzîn” 6. Bab, 25. Menâkıb, 23. Hadis; el-Hemedani eş-Şafii “Meveddet’ül Kurba” 6. Meveddet.;Ramuz’ ul Ahadis s.394 Hadis No: 3405; es-Seb’in fi Menakıb Emir’ül Müminin Hadis No: 33; el-Kunduzi el-Hanefi “Yenabi’ül Mevedde” s. 180, 236) [26] – (el-Müttaki el-Hindi “Kenz’ ul Ummal” c.11, s.611; es-Suyuti “Zeyl el-Âli” s.62; Muhammed bin Salih et-Tirmizi “el-Kevkeb ed-Dürri” s.122; el-İyni el-Haydar el-Abadi “Menakib Ali” s.45; el-Askeri “Makam Emir’ül Müminin İnd’ül Hulefa” s.45; Menakıb-ı Hüvarezmi el-Hanefi s.28; el-Hemedani “Meveddet’ül Kurba” s.61-Lahur baskısı; Hatip Hüvarezmi “Maktel-il Hüseyn” s.37; Emrutesri el-Hanefi “Ercah’ül Metalib” s.522 – Lahur baskısı; ed-Deylemi “el-Firdevs bi Masur’ul Hitab” c.3, s.88 ;el-Kunduzi “Yenabi’ül Mevedde” s. 91, 125, 237, 251; el-Musuli el-Hasneviyye “Dürr Bahr’ül Menakib” s.58; ed-Deylemi “Münahic el-Fadiliyn” s.377; Seyyid Eyyub bin Sıddık “Menâkıb-ı Çihâr Yâri Güzîn” 6. Bab, 25. Menâkıb, 32. Hadis.; ed-Dehlevi “Kurret’il Aynayn fi Tefdil eş-Şeyheyn” s.234 Peyşaver bas.; et-Tüsteri “İhkak’ul Hak” c.7, s.149-151; c.17, s.240-241) [27] – (Sünen-i Tirmizi C.5. S.363. Hadis No: 3721; Hakim “Müstedrek alas-Sahihayn” C.3, S.130-132. Hakim Diyor ki: Bu Hadis iki şeyhin (Buhari ve Müslim) şartlarına göre sahihtir. Ama tahric etmezler.) [28] – (el-Hakim’in “Müstedrek es-Sahihayn” c.3, s.135 Hakim diyor ki: Bu hadisin isnadı sahihtir, ama tahric etmezler.; İbn’ül Esir “Üsd’ül Gabe” c.4, s.101, Hadis No: 3783; el-Heysemi “Mecma’üz Zevaid” c.9, s.132; İbn-i Sabbağ el-Maliki “Füsul el-Mühimme” s.127; İbn-i Hanbel “Fedail’us Sahabe” c.2, s.680, Hadis No: 1162; İbn-i Kesir “el-Bidayetü ven-Nihayetü”c.7, s.355; Müsned Ebi Yala c.2, s.259; Hatip el-Bağdadi “Tarih-i Bağdat” c.9, s.72, Hadis No: 4656; ez-Zerendi el-Hanefi “Nazım Dürer es-Simtayn” s.102; İbn-i Asakir eş-Şafii “Tarih-i Dimaşk” c.2, s.211, Hadis No: 705,706; Tabari “Zehair’ul Ukba” s.92 ve “Riyad’ul Nadara” c.2, s.285; el-Müttaki el-Hindi “Muntahab’ul Kenz” c.5, s.34; eş-Şeblenci “Nur’ül Absar” s.74; el-Kunduzi el-Hanefi “Yenabi’ul Mevedde” s.91, 213; el-Münavi “Künuz’ül Hakaik” s.203; el-Hamvini eş-Şafii “Feraid es-Simtayn” c.1, s.129, 310, Hadis No: 248; Menakıb-ı Hüvarezmi el-Hanefi s.30, 66; et-Tüsteri “İhkak’ul Hak” c.7, s.271) [29] – (Süleyman el-Kunduzi “Yenabi’ ul Mevedde” s.255) [30] – (Hüsamiddin el-Mirdi el-Hanefi “Âli Muhammed” s.621; Enis Emir “Fazilet-i Ehl-i Beyt-i Resulullah” s.345; el-Kunduzi el-Hanefi “Yenabi’ül Mevedde” s.123) [31] – (el-Hakim Nişaburi “Müstedrek es-Sahihayn” c.3, s.130; Menakıb-ı Hüvarezmi el-Hanefi s.30; el-Müttaki el-Hindi “Kenz’ul Ummal” c.6, s.157-158; el-Münavi “Künüz el-Hakaik” s.188; el-Heysemi “Mecma’üz Zevaid” c.9, s.132; Tabari “Riyad’ul Nadara” c.2, s.2, s.166; el-Suyuti “Cami’üs Sağir” s.160; et-Tüsteri İhkak’ul Hak” c.16, s.608) [32] – (el-Kunduzi el-Hanefi “Yenabi’ul- Mevedde” s.125; Enis Emir “Fazilet-i Ehl-i Beyt-i Resulullah” ve “Kuran’da Ehli Beyt”) [33] – (Hatip Hüvarezmi el-Hanefi “Maktel’il Hüseyn” c.1, s.42 ve “Menakıb-ı Hüvarezmi s.37” el-Kunduzi “Yenabi’ ul Mevedde” s.83; Yunus Ramadan “Buğyet’üt Talib” s.451 Beyrut Bas.; Enis Emir “Fazilet-i Ehl-i Beyt-i Resulullah” s.463) [34] – (Süleyman el-Kunduzi “Yenabi’ ul Mevedde” s.28; Enis Emir “Fazilet-i Ehl-i Beyt-i Resulullah” s.338-339; El-Hamvini eş-Şafii “Feraid es-Simtayn” ) [35] – (İbn-i Hasan el-Kilabi “Müsned-i Dimaşk” Hadis No: 27; Siret-i İbn-i Hişam c.3, s.334; Müsned-i Ahmet bin Hanbel c.5,s.33; İbn-i Sa’d “Tabakat” c.3, s.158; Tarih’üt Tabari c.2, s.93; Tirmizi Hadis No: 3970; Altı Parmak Peygamberler Tarihi s.644) [36] – (İbn-i Ebil Hadit “Şerh-u Nehc’ül Belağa” c.9, s.170; Ebu Naim “Hilyet’ül Evliya” c.1, s.63; el-Heysemi “Mecma’üz Zevaid” c.9, s.132; el-Künci eş-Şafii “Kifayet üt-Talip” s.210; el-Kunduzi el-Hanefi “Yenabi’ül Mevedde” s.313; el-Müttaki el-Hindi “Kenz’ul Ummal” c.15, s.126, Hadis No: 363; el-Tabari “Riyad’ul Nadara” c.2, s.233; el-Hamvini “Feraid es-Simtayn” c.1, s.197, Hadis No: 154; İbn-i Ebi Talha eş-Şafii “Metalib üs-Süül” c.1, s.60) [37] – (Hatip Hüvarezmi el-Hanefi “Maktel-il Hüseyn” c.1, s.41 ve “Menakıb-ı Hüvarezmi” s.226; el-Hamvini “Feraid es-Simtayn c.1, s.78 Hadis No: 45) [38] – (Hatip el-Bağdadi “Tarih-i Bağdat” c.3, s.161; Muhibeddin et-Tabari “Riyad’ul Nadara” c.2, s.173, 177, 244; el-Hamvini eş-Şafii “Feraid es-Simtayn” c.1, s.292 Hadis No: 230; er-Rahmani el-Hemedani “el-İmam Ali bin Ebi Talib” s.364, Hadis No: 4; Hatip el-Hüvarezmi el-Hanefi “Maktel-i Hüseyn” c.2, s.32; el-Kunduzi el-Hanefi “Yenabi’ül Mevedde” s.86, 113; Menakıb-ı Hüvarezmi el-Hanefi s.31; Emrutesri “Ercah’ül Metalib” s.550; Muhammed Salih et-Tirmizi “Menakib’ül Murtadaviyye” s.105; el-Bahrani “Gayet’ül Meram” s.207 Hadis No: 12; et-Tüsteri “İhkak’ul Hak” c.7, s.114-121 ve c.17, s.158-162; Muhammed Miri el-Antaki “Limaze ahtertü Mezhebe Ehl’il Beyt” s.294-295; Ebu Bekir bin Şihabiddin eş-Şafii “Reşfet’üs Sadi”) [39] – (Hüsâmettin el-Mirdi el-Hanefi “Âli Muhammed” s.45; el-Kunduzi el-Hanefi “Yenabi’ul Mevedde” s.133; et-Tüsteri “İhkâk’ul Hak” c.20 s.407; Enis Emir “Fazilet-i Ehl-i Beyt-i Resulullah” s.346) [40] – (İbn-i Osman el-Zehebi “Mizan’ül İtidal” c.3, s.467; el-Künci eş-Şafii “Kifayet üt-Talip” s.252; İbn-i Hacer el-Askalani “Lisan’ül Mizan” c.5, s.62, Haydar Abad bas.; el-Zehebi “Tezkiret’ül Huffaz” s.8; Sıbt İbn-i Cevzi “Tezkiret’ül Havas” s.23 Müessetü Ehl’il Beyt. Beyrut bas.; el-Hamvini eş-Şafii “Feraid es-Simtayn” c.1, s.16 Beyrut Bas. Mukaddemesinde.; el-Kunduzi el-Hanefi “Yenabi’ül Mevedde” s.121; Menakıb-ı Hüvarezmi el-Hanefi s.2; Emrutesri “Ercah’ul Metalib” s.11, 98 Lahur bas.; el-Hemedani “Meveddet’ül Kurba” s.55; Muhammed Miri el-Antaki “Limaze ahtertü Mezhebe Ehl’il Beyt” s.309; el-Bahrani “Gayet’ül Meram” s.493; el-Hilli “Nehc’ül Hak ve Keşf’üs Sıdk” s.231; el-Hilli’nin “Keşf’ül Yakin” s.22; İbn-i Şazan “Miet Menkıbe” s.110, Hadis No: 99; Yunus Ramadan “Buğyet’üt Talib fi Marifeti Ali bin Ebi Talib” s.423 Beyrut Bas.; Enis Emir “Fazilet-i Ehl-i Beyt-i Resulullah” s.454 ve “Kuran’da Ehli Beyt”)
Allah için din gerek, Allah için dindar ol
(SAV) Peygamber gibi Ali, Ali gibi imam ol Ehl-i Beyt için dua, tüm ümmete emridir Yezid’e lanet edin, et ki tam Müslüman ol. Seçimini yap kardeş, seçimin Allah olsun Yezid iblis şeytandır, lanet yağdır toz olsun Kur’an-ı Kerim özdür, en özel mutlak sözdür Allah yolundan şaşma, yürekler iman dolsun. Ali’yi tutmak demek, Alevilik demektir Din mezhep değildir bu, İslamiyet demektir Yezidler buna uymaz, söylesen de hiç duymaz Nusayri Fellâh demek, öz Müslüman demektir. Ali Allah nurudur, Allah kutsadı ilmen İslami Komutandır, hem dinen hem de ilmen Yezid ne yaptı düşün, Allah’a karşı geldi Bu yüzden yoldan saptı; Rab lanetledi ilmen. |
HZ. ALİ İÇİN NAZİL OLMUŞ BAZI AYETLER
Kaynak:Kur'an-ı Kerim/Bakara Sûresi/Sayfa:7/Cüz:1/39. Ayet: İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar cehennemliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır. ﴾39﴿وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ۟ ﴿٣٩﴾
Kaynak: Kur'an-ı Kerim/En'âm Sûresi/Sayfa:149/Cüz:8/Ayet:156-157: Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (yahudilere ve hıristiyanlara) indirildi. Biz onların okumalarından habersiz idik" demeyesiniz, yahut, "Eğer bize kitap indirilseydi biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk" demeyesiniz, diye bu Kur'an'ı indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi. Artık Allah'ın âyetlerini yalanlayan ve (insanları) onlardan çeviren kimseden daha zalim kimdir!? İnsanları âyetlerimizden alıkoymaya kalkışanları, yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız. ﴾156-157﴿
اَوْ تَقُولُوا لَوْ اَنَّٓا اُنْزِلَ عَلَيْنَا الْكِتَابُ لَكُنَّٓا اَهْدٰى مِنْهُمْۚ فَقَدْ جَٓاءَكُمْ بَيِّنَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌۚ فَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنْ كَذَّبَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَصَدَفَ عَنْهَاۜ سَنَجْزِي الَّذ۪ينَ يَصْدِفُونَ عَنْ اٰيَاتِنَا سُٓوءَ الْعَذَابِ بِمَا كَانُوا يَصْدِفُونَ ﴿١٥٧﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:119/Cüz:6/67. Ayet (Tebliğ Ayeti):
Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir. ﴾67﴿ يَٓا اَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّـغْ مَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَۜ وَاِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُۜ وَاللّٰهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِر۪ينَ ﴿٦٧﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:107/Cüz:6/3. Ayet (İkmal Ayeti):
Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısk (Allah'a itaatten kopmak)tır. Bugün kafirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim. Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. ﴾3﴿حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِه۪ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّط۪يحَةُ وَمَٓا اَكَلَ السَّبُعُ اِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَاَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْاَزْلَامِۜ ذٰلِكُمْ فِسْقٌۜ اَلْيَوْمَ يَـئِسَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ د۪ينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِۜ اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ د۪ينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَت۪ي وَرَض۪يتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ د۪يناًۜ فَمَنِ اضْطُرَّ ف۪ي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِاِثْمٍۙ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ ﴿٣﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:117/Cüz:6/55. Ayet :
Sizin dostunuz ancak Allah'tır, Resûlüdür ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü'minlerdir. ﴾55﴿ نَّمَا وَلِيُّكُمُ اللّٰهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الَّذ۪ينَ يُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَهُمْ رَاكِعُونَ ﴿٥٥﴾
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ A'râf Sûresi /Sayfa:154/Cüz:8/36. Ayet:
Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara uymayı kibirlerine yediremeyenlere gelince işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. ﴾36﴿وَالَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ ﴿٣٦﴾
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ Bakara Sûresi/Sayfa:32/Cüz: 2/207. Ayet:
İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah'ın rızasını kazanmak için kendini feda eder. Allah kullarına çok şefkatlidir. ﴾207﴿وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْر۪ي نَفْسَهُ ابْتِغَٓاءَ مَرْضَاتِ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ رَؤُ۫فٌ بِالْعِبَادِ ﴿٢٠٧﴾
Kaynak:Kur'an-ı Kerim/ Yûnus Sûresi/Sayfa:210/Cüz:11/17. Ayet: Artık, Allah'a karşı yalan uydurandan veya O'nun âyetlerini yalanlayandan daha zâlim kimdir? Şüphe yok ki (böyle) suçlular asla kurtuluşa ermezler. ﴾17﴿فَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرٰى عَلَى اللّٰهِ كَذِباً اَوْ كَذَّبَ بِاٰيَاتِه۪ۜ اِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الْمُجْرِمُونَ ﴿١٧﴾
KAYNAK: KUR'AN-I KERİM/Tevbe Sûresi/Sayfa:196/Cüz 10/61. Ayet: Yine onlardan peygamberi inciten ve "O (her söyleneni dinleyen) bir kulaktır" diyen kimseler de vardır. De ki: "O sizin için bir hayır kulağıdır ki Allah'a inanır, mü'minlere inanır (güvenir). İçinizden inanan kimseler için bir rahmettir. Allah'ın Resûlünü incitenler için ise elem dolu bir azap vardır." ﴾61﴿وَمِنْهُمُ الَّذ۪ينَ يُؤْذُونَ النَّبِيَّ وَيَقُولُونَ هُوَ اُذُنٌۜ قُلْ اُذُنُ خَيْرٍ لَكُمْ يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَيُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِن۪ينَ وَرَحْمَةٌ لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مِنْكُمْۜ وَالَّذ۪ينَ يُؤْذُونَ رَسُولَ اللّٰهِ لَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ ﴿٦١﴾
KERBELA'DA, HZ. MUHAMMED'İN (SAV) CİĞERPARELERİNİ KATLEDENLER (PEYGAMBERİMİZİ İNCİTENLER) VE AYETLERİ GÖRMEZDEN GELENLER CEHENNEMLİKTİR)
AYRICA DA DÖRT AYLAR İLE İLGİLİ AYETLER VAR;
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ Tevbe Sûresi /Sayfa:192/Cüz:10/36 Ayet:
Şüphesiz Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu Allah'ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin. Fakat Allah'a ortak koşanlar sizinle nasıl topyekûn savaşıyorlarsa, siz de onlarla topyekûn savaşın. Bilin ki Allah, kendine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir. ﴾36﴿ اِنَّ عِدَّةَ الشُّهُورِ عِنْدَ اللّٰهِ اثْنَا عَشَرَ شَهْراً ف۪ي كِتَابِ اللّٰهِ يَوْمَ خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ مِنْهَٓا اَرْبَعَةٌ حُرُمٌۜ ذٰلِكَ الدّ۪ينُ الْقَيِّمُ فَلَا تَظْلِمُوا ف۪يهِنَّ اَنْفُسَكُمْ وَقَاتِلُوا الْمُشْرِك۪ينَ كَٓافَّةً كَمَا يُقَاتِلُونَكُمْ كَٓافَّةًۜ وَاعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ مَعَ الْمُتَّق۪ينَ ﴿٣٦﴾
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ Tevbe Sûresi /Sayfa:193/Cüz:10/37. Ayet:
Haram ayları ertelemek, ancak inkarda daha da ileri gitmektir ki bununla inkar edenler saptırılır. Allah'ın haram kıldığı ayların sayısına uygun getirip böylece Allah'ın haram kıldığını helal kılmak için Haram ayı bir yıl helâl, bir yıl haram sayıyorlar. Onların bu çirkin işleri, kendilerine süslenip güzel gösterildi. Allah inkarcı toplumu doğru yola iletmez. ﴾37﴿ اِنَّمَا النَّس۪ٓيءُ زِيَادَةٌ فِي الْكُفْرِ يُضَلُّ بِهِ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا يُحِلُّونَهُ عَاماً وَيُحَرِّمُونَهُ عَاماً لِيُوَاطِؤُ۫ا عِدَّةَ مَا حَرَّمَ اللّٰهُ فَيُحِلُّوا مَا حَرَّمَ اللّٰهُۜ زُيِّنَ لَهُمْ سُٓوءُ اَعْمَالِهِمْۜ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِر۪ينَ۟ ﴿٣٧﴾