Mahkum (İmkansız AŞK)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir yaşıma daha girmem gerekiyordu; bu şiiri yazdım...
Bir gün beni bulacaklar,
O gün hep susacağım, Elimde bir tek sigarayla. Belki, daha önce hiç görülmemiş bir yerde. Belki de; Bir kuyu dibinde. Teslim oldum mısralara, Mısralar deli, Mısralar esir tutacak kadar şiddetli, Hiddetli, Ve de acımasız. Bana bir haller olacak, Ey içimdeki ben; Yetiş! Gücün yetecekse kurtar kendini. Geçmişim yakama yapışmış; Fotoğraflar kelepçe vuracak ellerime, Şarkılar boğacak beni. İnatçı. Gözü döndü şarkıların. Saracaklar etrafımı; Ruhum ağlayacak. Biliyorum, Ben hep rüya görüyorum. Kabus, en büyük felaketine, biner gelir geceleri. Uyanırım; Gözlerimi hiç kapamam, Lambaları hiç yakmam. Kendimi suskun bulurum, Elimde bir fincan kahve, Dudağımda tüten sigara. Yeni mısralar can bulur, Ben sigaramı yaktıkça. Dolunayı seyrederim, Ay beni kucakladıkça. Ah be mısralar! Size sırlarımı söylesem, Saklar mısınız? Bir sır gibi. Yoksa şarkılar söyleyerek, Yine öldürür müsünüz beni; Acımadan, Titremeden, Umursamadan, Bir dirhem bile düşünmeden? Oysa insan, Nereden bilebilir ki; Çat kapı yalnızlığa çatacağını? Oysa insan ‘’DUR’’ diyebilse kendine, Kötü kadere. ‘’DUR’’ demek istiyorum. Günaha boğulmaya, Bitirmeden yorulmaya, Anlamadan yaşamaya, ‘’DUR’’ demek istiyorum. ‘’DUR’’. Al şu hançeri; beni vur! Vur ki; Mezarımın taşı ak olsun, Naaşım pak olsun. Papatyalar yeşersin mezarımda. Çocuklar toplasın günahsız elleriyle; Annelerine versin. Şefkatli anne elinde, Ruhum huzura ersin. ‘’HUZUR’’… Kulağa ne de hoş gelir; Adını anmak yeter, kalbi yumuşatmaya. Adını anmak yeter, sana hasret kalmaya, Ağlamaya, Beklemeye, İstemeye. Yar, elini tutmaya, Aşık olmaya. Ama ‘’AŞK’’… Sana gelince; Kahpe yürekler izin veri mi sanırsın, Sana ulaşmama? En azından yaklaşsam, Mürekkebinin ucuna değdirsem kalemimi, Sana okyanuslar akıtırdım o kalemden. Yelken açardık bilinmeyen ufuklara, Vazgeçerdik bütün koca âlemden. Oysa akıttılar zehri damarlarıma oluk oluk, Kalp kıvranarak can verdi, Kalmadı ne inanç ne umut. Ey ‘’UMUT’’! Senden umudum olsaydı, İçimdeki müebbeti bitirmez miydim sanırsın? Azad etmez miydim ruhumu? Acı çeken mahkûmu, Çaresi yok artık! O mahkûmun elinde öyle bir kelepçe var ki; Onu kimseler göremez, Çözemez. O mahkûm, o karanlıkta, Şiirler yazar duvarlara. Dört duvar şiire boyandı, Esir kaldı mısralara… M.Arif Erol |
Sevgilerimle