hatırladım bergüzarınıiçindeyken unutuyor insan yalnızlığı yazmayı ah...nasıl kaçırdım seni eski konak güzeli ama şimdi iyi öğrendim her odada ayağıma batan çakır dikenlerini budamayı sanki bir odada demirciler diğerinde pineciler biri yama yapar ışığıma biri düşlerime pranga öyle aceleciler ikide bir gözüme batıyor kalın kitapların arasındaki ışıldayan kartal kanadı kimbilir neresinde kaldım hayâllerimin açsam büyümüştür oradaki kız asfaltlar dökülmüştür kaldırımlara lavaş kokularında kurum rötar tut kanat,muhkem kalsın kalelerim beleşine gezerim akşamları içinde bir müzenin çöpte görenler almaz saman kağıdında notlar,düşülmüş tarihler nerede ter düşmüş bıyıklarıma nerede kor yüreğime dili yok işte belgelerin ama seni açacağım kesik belikli kitap ahşap dişliler bel veriyor artık biliyorum hay verilirken süphan’a doğru o yörük kızının gözleri sende yapışık kasım |