Okuduğunuz şiir 6.8.2012 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Bay Poésie
Deli kızın zekâsı - IV
I Limitsiz ağıtlar yolunu buluyor. Geceden sağılan kader pınarının yatağında, Hüsranını asiliğe terk edip ölüm göverten sessizlik hey! Kurgulanmış şafaklara kaç doğum kaldı? . Zaman, aklını zikriyle yitirmiş derviş! Kıvrılmış koynuna gün artıklarının, atalet Ben soruyor muyum, hangi rüzgârın nişangâhında asılı? Yele karışmış hayâsız düşleriniz! Mavi sağanak dağıtırken, bulutun gözlerinden Sicili bozuk şizofrenin uğultularında Ayazda kalan serçeler titriyor. Gagalarında ölü aşkların hesabını tutarak…
II Bu kentte ateşler yakılıyor geceleri, Şehirler ki kızıl kana boyanmış kör ressamın tuvalinde. Yedi yetim, soluk rengine ağlıyor bir anne ve bitimsiz yağmurlara öykünüyor gözyaşları. “Kurşunlanmış bebeklerin salası verilirken, Kabil’den Ölüm Habil’le arşa uzandı ellerinde.” Gün görmemiş acılar ağlasın artık, Düşür yüreğinden damlayan safran yalnızlığını Kirpiklerin uğurlasın mazinin makyajlarını…
III Kimse bilmez masalıydı, canları yakan. Geçici çadır kurulmuş, acının buruk salyalarıyla Kendini kaybetmişliğinde buluyor bir anne. Cayır cayır susuyor ciğeri, göbeğinde musallanın. . Ah, ansızın kanadı kırılıyor rüzgârların, Karanlığın dudaklarını kanata kanata çizerken.. Önsözü kayıp şiirler doğuyor ellerine, Ecel şarabını içiriyor, serkeş anılara Kim koydu önümüze kadehleri! Bitirin Allahaşkına bu sarhoşlukları. Ellerimizde soğuk yüzlü yetimliğin, kralı; Dudaklarımızda son buseye mecal kalmadı…
IV Oysa Bir arpa boyu gidilmezmiş, uzak ülkelerde; Yarı çıplak yaşanmış masalların kıyısına. Merhabasız uğurlanan şafaklar hırs yüzünü döndükçe, U-mutsuzluk sarıyor göğün katmanlarını. . Artık iklimine küs mevsimler emziriyor. Eylülü erken gelmiş, haziran umması göğüslerim, Mavinin içinde süzülen güvercin sürüsüne, Acı harflerin telaffuzuyla, şeritler çiziyor kâbuslarım. Bu bitimsiz aşk kırıntıları, ah; Soyunun ahınızdan, bırakın zikri- tespihi, Bekâreti dünden bozulmuş dünyanızın! Çekin ellerinizi yuvası bozulmuş kalbimden; Güneşi çağıracağım…
Neşe CÖMERT temmuz_2012 Gaziantep
Deli kızın zekası, şiirimi güne taşıyan; Edebiyat defteri değerli seçki kurul üyelerine çok teşekkür ediyorum.. Okuyan, beğenen, yorumlayan, yorumlamayan tüm site dostlarıma teşekkür ediyorum.. Saygılar sunuyorum..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Deli kızın zekâsı - IV şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Deli kızın zekâsı - IV şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Oysa Bir arpa boyu gidilmezmiş, uzak ülkelerde; Yarı çıplak yaşanmış masalların kıyısına. Merhabasız uğurlanan şafaklar hırs yüzünü döndükçe, U-mutsuzluk sarıyor göğün katmanlarını. . Artık iklimine küs mevsimler emziriyor. Eylülü erken gelmiş, haziran umması göğüslerim, Mavinin içinde süzülen güvercin sürüsüne, Acı harflerin telaffuzuyla, şeritler çiziyor kâbuslarım. Bu bitimsiz aşk kırıntıları, ah; Soyunun ahınızdan, bırakın zikri- tespihi, Bekâreti dünden bozulmuş dünyanızın! Çekin ellerinizi yuvası bozulmuş kalbimden; Güneşi çağıracağım…
------------- O katmanlarından yaşam sağdığımız hayat zikzaklarından umut çizmek yeni bir güne. Aşk, sevda, hüzün, mutluluk ve o devasa çaba noktalarında yeniden buluşmak, huzura ve sükuta ermek için... Hayat, kılı kırk yararak örselenenlerin ummanı. Kimi de derin ve delirmiş bakışlarla süzmek ufku. Ne aldığımızdan, verdiğimizden çok, ne anladığımızın ve anlatabildiğimizin öyküsü... Tebrikler...Yerine yakışmış bir anlatıydı...
"anlamak mı istiyorsun öyleyse, yorul! " der çok değerli bir hocamız.
Allah! ki O" yüce sonsuz güç, kalbinde korku taşıyan ve umut büyüten her kulu şeksiz şüphesiz sever elbet. tıpkı, korku içinde büyüyen azgın bir Aşk misali sever hemde.
"bana bir adım gel sana koşayım" diyen adil olan O"hükümdar en dehşet ateşlerde dahi bir bir cennet yurdu kurar insana tıpkı "ey Ateş İbrahim"e serin ve selametli ol" demesi gibi.
Allah varsa Aşk var,Allah varsa iman var,Allah varsa huzur var,Allah varsa barış var.
Allahın anılmadığı her kavim muhakkak ve mutlak manada kan kusar olur bir gün. Allahı unutan her akıl, tutuklu bir silah gibi namluda unutulur ve kendi beyninde ruhsuz bir fitneye dönüşüp patlar en sonunda.
ve bir gün gelir ki ecel ok misal ölüme saplar kulu ve ateş içinde kömürleşmiş cesede döner en son.
“İktidarı elinden alınmış bir iman sadece bir yürek aksesuarıdır"
ve yürek devletinde büyüyen Aşk Allahın insana bahşettiği kutsal bir muskadır.
Kur"anın bir çok yerinde ferman eyler akıl sahibi her kuluna yüce Mevla; "akletmezmisin düşünmezmisin" diye.
ve yine hayat için; kader deyip geçme sakın diye buyurur sırrın sahibi Rab!
"biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık."İsra 13 Ayette.
"bir bayram düşlerim ümmetçe başımız dik yaşadığımız sevincimizin kursağımıza düğümlenmediği yediğimiz lokmaların boğazımızda kalmadığı…
bir bayram düşlerim ümmetin anası kaçırılan babası öldürülen, ocağı kundaklanan çocuklarının her biri bir izbeye sığınan, harim-i ismetine namahrem eli değen bir viran haneye dönmüş topraklarında, çocuklarının öksüz, yetim ve boynu bükük girmediği…"
"haklıysan korkma hak seni korur"der hz Ali ra.
ve "bir incelik gösterin / İncinmesin yüreğim" cahit zarifoğlu ne güzel söylemiş.
kuşlara dahi bir yol çizen Allah insanı yolsuz mu bırakacaktı sahi?
ajandasına Allahı yazan her kul muhakkak Allahın ajandasına yazılır bilmemiz gerek bunu.
iman etmemiz gerek. kendi aynamızda gördüğümüz kendi gözlerimiz kadar görüp teslim olmamız gerek.
mutluluk öyle güzel bir nimet ki; paylaştıkça kalbimize yalnızca Allah düşer.
zor günlerden geçiyoruz elbet kan göz yaşı ve umut birbiri ardınca sağanak sağanak yağıyor üstümüze gök dahi bazen unutuyor kendini,dünyayı böylesi ağlar görünce.
"yettim diyen bittim der kendine yetemez insan. yettiğini zanneder, kendinle savaşır ve biter "
sevgi,mutluluk,barış,huzur yarışına girelim.
öfke,kin,nefret ve savaş fitnesine inat bizler tek cennet için o kan gölünde ateşten uyanmış gül bahçesi kapalım.
gözyaşımız su olsun ve güneşin değdiği her kavrulmuş ten,felaha erişsin inş...
aslında daha çok yazasım var ancak insanın kendi içine çekilme mecburiyeti de var.
diliyorum ki bu dünya, artık öyle bir dünya olsun ki sabah uyanan her gün yalnızca, mavi benekli çocukları taşısın akşamlara.
geceler ölüm koklamasın/ gündüzler artık ceset kokmasın...
çok kıymetli bir şiir sevgi selamlar sunarak tebrik ediyor ve esenkalın diliyorum....kalbimce
Lavi_(n)_Su tarafından 8/7/2012 5:50:21 AM zamanında düzenlenmiştir.
bunlar şiir olmaktan çıkıp 21 bilinmeyenli denkleme dönüşmüş... ne tadı ne tuzu kalıyor... bu imge olayını her geçen gün abartılıyor.. ve defter bu tür şiirleri güne getirerek buna çanak tutuyor ... bence şiir problem olmaktan çıkmalı artık.. bu ne böyle... hiç bir satırı diğeriyle bağdaşmıyor...
Çağımızın vebası savaşlar öyle amansız bulaştı ki yüreğimize; artık gülmek, mutlu olmak olanağı kalmadı annelerin. Acı, kan ve gözyaşı emziriyor hayatı...
Çok güzeldi şiiriniz Neşe hanım. Kutlarım saygıyla..
Şaban Aktaş tarafından 8/6/2012 6:06:55 AM zamanında düzenlenmiştir.