son üç saniyeson üç saniye açık kaldı sesim paris akşamı şiir kaçırıyorum gökyüzüne bavulum tıkabasa ruhum zatüre ateşine sulanmış koyu bir akıntı dolanıyor boğazımda dudaklarında öldür beni son üç saniye tını mevsim mavisinde saçların yol alıyor derin kubbeye yarı açık zihnim dozunu kaçırdı şeytan saklı piyes de ne yorgun herodot ne de demokritos acınır bitli nefesime hadi kır yapışkan kenemi son üç saniye eşkiya çöreklendi nemrutun sofrasına kalem taş sayfam kir kesildi yüzümü sür göğüs kafesine seviş veya tan yeline boşalırken ağlıyor mazilik şarap yudumu ez pütürlü dilinde doyarım inan son üç saniye sen kadın gibi kadın tenim çırpınıyor kutsal kasende o an ne isa tanrıyı ne de nuh tufanı açıklar boğuluyorum rengim siyah beyaz bir filmin perdesinde arafa yakın doğur beni yorgun ellerini sakla avcumda lütfen son üç saniye kanlı masallar okutuluyor çocuklara barış süsü verilmiş cinayetler demokratik cesetler eğildi tabutlara zeytin dalıma aban eirene bitkisel yaşamda gitme kavuş terli yamacıma son üç saniye yaklaş kuşkuları bırak boşluğa etin soyunsun etime ramak kaldı ölüme son üç saniye lamour |
şimdi bu yorumun şiirle ne ilgisi var diyebilirsiniz belki de hiç bi ilgisi yok ama yine de ben bunları yazmak ve şiirin tadını çıkarmak istedim
yürek sağlığı dilerim