ŞİİRLERİN ZİYÂSI'NA
Bir Karadeniz uşağına
Fıkraları yeniden yazana! Şiirleri zekâ kokana Kalemini kılıç gibi tutana Mehmet Ziyâ Dinç dostuma Nâm-ı diğer Şiirlerin Ziyâsı’na... Ne yazayım can dostum bilmem ki sana dâir? Sen ki Karadenizden esip gelen fırtına Dememişler "bu adam sâdece olsun şâir" Hayâtın külfetini yüklemişler sırtına Yine de yılmamışsın, sarılmışsın kaleme Şiir nasıl yazılır göstermişsin âleme Hececisin, ölçünün, kâfiyenin yanında Yazdığın mısrâlara zekânı da katarsın Yerinde duramazsın, lazlık var ya kanında Arada bir artistlik yapanlara çatarsın! Duruşun hep aynıdır tanıdığımdan beri Bana "hicivci" derler, kalmazsın benden geri! Bilirsin ikimiz de çok severiz şakayı Serde muziplik var ya, takılmadan geçemem Dikkât et de fareler kemirmesin takayı! Senin tüm dostlarını kendime dost seçemem Sağlam diye çürükler karışmışlar araya! Kimi aka "kara" der, kimi "ak" der karaya İftara buyur ettin, hamsileri yakmışsın! Mısır ekmeği ise âdetâ taş gibiydi! Masayı, sandalyeyi derme çatma çakmışsın! Tatlı diye verdiğin berbat kazandibiydi! Malzemeden çalmışsın ne tat vardı ne tuzu! Yapar demiştim lâkin çevirmedin bir kuzu! Hani isteme ile zar zor verdin hediye Çaylar radyasyonluymuş, fındıklar çürük çıktı! Vakti geçmiş seyleri paketledin ne diye? Oysa heveslenmiştim, görüntüsü çok şıktı Aklımdan çıkmaz artık bana attığın kazık! Sana çok güvenmiştim, boşa çıkardın, yazık! Bu kadar yeter de mi? Millet ciddî sanacak Lâtîfeler hoş amma, kaçırmayım tadını Gönlü zengin dostumu cimri diye anacak "Cebi akrepli adam" koyacaklar adını! Karadeniz insanı misâfiri hoş eder Muhabbeti tatlıdır, ne elem kor ne keder Uzun lafın kısası, şaka falan bir yana Sen bu güzel defterde kaleminle bir renksin Becerebildiğimce bir şiir yazdım sana Dostluk kelimesinin karşılığına denksin Özünle sözün birdir, bulunmaz sende riyâ Sen ki benim gardaşım, sen ki şiire ziyâ. 30temmuzikibin12. . |