Türküler’’yüce dağ başında yanar bir ışık, düşmüşem derdime olmuşam aşık.’’ düşte, rüyada, gerçeklerde, aranır. şarkılarda, türkülerde, şiirlerde saklanır. karanlık gecelerin yalnızlığında, içten içe ağlanır. bıkmadan arar aşkı, divanedir deli gönül. neredesin ay yüzlü… neredesin gül yüzlü… aşkın manasını ancak yaşayan bilir. çilesinde saklı düşler, çekildikçe sevilir. yakmasaydı aşk ateşi yürekleri derince, yaratılıştan beri, süre gelir miydi Aşk? ne bülbül feryat ederdi, gül diye. ne Kerem yanardı, Şirin diye. ne Mecnun çöle düşerdi, Leyla diye. ’’hani yayla hani senin ezelin ey ezelin? yaz gelende bağlar döker gazelin ey ey.’’ of! Of! eskilerden çalıyor, türküler bu akşam. ah şu radyolar yok mu? depreşti saklı duygularım, can özümü yakarak. umut dolu hayaller savruldu karanlığa. geçtiler birer birer gözlerimin önünden, acı dolu resimler. vuruyor mızrap, bağlamanın teline. titreyen tel mi inliyor, yoksa yürek mi? nağmelerin okları delerken ciğerimi, derinden derine tüm azalarım, titreme nöbetinde. burnumun direğinde ince bir sızı, göz pınarlarımdan düştü, iki damla gözyaşı. kulaklarım duymuyor, radyodaki ahengi. yürek sesim çağlıyor türkülerin dilinde. kangren olmuş yaraların irinini boşaltır, yaşlı gözlerim. Duygu dolu nameler dökülürken radyodan, sabahın seherinde umut dolan duygularım, akşamın güneşine, hicranları kusuyor. ey! Sevgili… hasret çilesindeki gönül, türkü dinleyip ağlar. sevda yüklenmiş kalem, karaladı mısralar. aşkın kanunlarında, yasaktır kavuşmalar. bile bile yanarız, yalan dünya bağında. Mehmet Macit 05.07.2012 |
YAZ SABAHLARI ELİMİZDE RADYO..
TANIŞ BİRİNİN İSTEĞİNİ DUYMA
MEMLEKET ADI GEÇMESİ BİLE MEMNUNİYETTİ
MECNUN U ÇÖLE DÜŞÜREN
TÜRKÜLER YAKTIRAN
SEVDADIR USTAAA
TEBRİKLER