MAVİYE..
İnsan bazen kendiyle başbaşa kalmak istermiş
Bir deniz, bir gökyüzü kadar mavi ve derin Nedenlerin ortasına etiketlenirmiş o an Oysa her şey bahaneymiş Engel olunamayan zamanın döngüsünde İstediğin kadar dalsın gözlerin ufuklara Güneş damla damla.. Sardım düşlerimi aşiyana.. Hatırlar mısın..? Sana misallerle anlatırdım hayatı İsnatlardan yalın izahatli satır aralarını Bir ayraç açardım küme küme sözcüklerime Anlamanı beklerdim kırmızı çizgilerin takibinde Öznesel içerikten uzak Genel tabirlere açık imtiyazlarla Yüklemsiz kalırdım baharlarda Benin bu denli sen olduğu nice anlarda Bir sen olamazdın karşımda Olamazdın inatla.. Belki de.. Henüz yeni aşınaydın iç sızlatan havalara Çözümsüzlüklerin şartlanmışlığı köşe kapmaca Oysa ki Bildiğim bütün mevsimleri geçirmiştim Bulutlar yağmur yorgunu Güneşte kaptırılan düşlerin anaforu İstediğin kadar dalsın gözlerin ufuklara Şimdi... Bildiğim bir oyunun klişeleşen galasında Yol alan iki nesli izliyorum sahnede Damarlarıma yayılan güvensiz bir sıcaklık Ellerim buz gibi Bu yüz senin mi..? Ya öteki..? Yine unuttum bildiklerimi.. Çözmeye çalışırken usulca Ölüyorum yavaşça.. Hayat bazen.. Gördüğün her düşü alnından vurur Ve sonra Yeni bir yaprak doğrultup Yeşerir enginlere Maviye.. HAZAN |