Gidiyorum..Hayallerimi, umutlarımı ve yalnızlığımı vurup sırtıma Issız çöllerin sessizliğinde bir damla yağmur gibi Kuruyup yok olmaya gidiyorum. Hem yol, hem yolcusu olduğum bir bilinmezde Acılardan oluşan yüreğimdeki sarkıtları, Gereksizliklerin içinde lâl olmuş dilimi, Önüme eğilmiş başımı, yitirilmiş değerlerimi, Sükunetle izleyip buruk tebessümlerle baktığım sahte dostlukları, Kanayan yanlarımı, sevgiye dair ne varsa söküp içimden, Bozup suskunluğumu, uzak ufuklara haykırmaya gidiyorum. Sana kalsın içimde yeşerttiğim çimenler, kırçiçekleri Senin olsun sahte tebessümler, timsah gözyaşları Uyanmadan bu koca kent, doğmadan güneş Kalabalıklar dökülmeden yollara Gözlerimde iki damla yaş, bakmadan mazide kalanlara Fizan’da bir yavru ceylanın ürkek bakışlarında Ağlamaya gidiyorum.. Gidiyorum, gurbet yorgunu bedenim, yarınlara dair tükenmiş inancım, Üst üste istiflenmiş acılarım, sahipsiz kalmış sevgim, Çatlamış yüreğimden akan yetim duygularımla, Efkarımı attığım ateşlerin, küllerini savurmaya gidiyorum. Gidiyorum, silinmiş geçmişim, yitirilmiş geleceğim Kuruyup dalından düşmüş yaprak misali Talana uğramış gülistanlarda Hoyrat rüzgarlarla savrulmaya gidiyorum.. 21.07.2012 |
Issız çöllerin sessizliğinde bir damla yağmur gibi
Kuruyup yok olmaya gidiyorum...
hüznünüz benide sardı....saygıyla kalın