Kısa Bir Yalnızlık Dinletisi
Salon dolduysa başlayalım
ışıkları kapatalım lütfen küçük bir mavi yeter heyecanıma ruhum hava alıyor fazlalıklardan kurtulmak gerek her bulut başında vadesi dolmuş bir umudumu atıyorum mecburen Hoş geldiniz unutmayayım diye sözlerimi gözlerinize yazdım cümlelerimi zaten öyle değil midir yaşam bir kopyalık ömürden başka kopya çekerken aşık olduğumuz sıralarda lütfen ölmeyin ben bu oyunu bitirene dek yoksa erir gider ezberim erir gider okunmuş imgelerim uçar gider rüyalarıma yazdığım tozlanmış heceler bir kafatasını eline almış dillenirken shakespeare geriye bir tek bedenimizden ve tek başınalığımızdan kırgın kemiklerin kaldığını söylerken yine de ihmal etmemiş, etmiyoruz mumyalanmış kırmızı dudakları Hoş geldiniz mecazen söylüyorum ihtimal ağaçlarından damlıyor kafiyeli ağıtlar "bedeli ödenmiş ayrılıklar caddesinden" geçerken uyduruyorum tüm bunları bazıları yanmıyor, arzu lambalarının yarım yamalak aydınlatıyor derinimi var ile yok arasında bir köşedeyim demlenmişim, demleniyor zırhı delik yalnızlığım Hoş geldiniz Bayanlar, baylar sizleri seçemiyorum, bunca suskunluğunuzun arasından yine açılıp, yine kapanacak önümdeki ıslak perde gösteri bitecek kerahat vaktinde doğacak hüzün yine başımı öne eğip selam vereceğim bazılarınız alkış tutacak şarjörümde kalan son birkaç fırtına uğruna bazılarınız, "bir şah-mat sendromudur yaşam" diyeceksiniz sonra başka bir ambulansın sesini duyacaksınız iç kanamalı bir ağaç için taze ve masum biraz toprak götüren üzüleceksiniz, için için yaşadığınızı düşlerken koynumuzda çürüyen tüm "aslında"larımızla Hoş geldiniz Salon dolduysa ayrılalım ışıkları kapatalım lütfen zaten yeteri kadar ihtişamlı bir karanlık uyuyor içimde... Oktay Coşar |
hava sıcak
yağmur yok
çok inceyiyim saydamım su geçiriyorum
şeytan yalnızlığımda gizli
küçük bir mavi gerek
gösteri bitmeden
carpe diem..