Üç davul güm güm gümlesin.
İki zurna.
Beş bağlama zım zım zımlasın.
Dört kanun.
Altı ud.
İki def.
Üç darbuka düm tek tek.
On keman gıy gıy gıylasın.
Arkamda iki vokalist.
Repertuarım da yüzlerce şarkı.
Sunucu ‘’ işte o sahnelerin kralı ‘’
‘’ İşte o güçlü nefes ‘’
‘’ İşte o altın ses ‘’ diyerek sahneye çağırsın.
Yirmi bin kişi ayakta alkışlasın.
Ben de yediden yetmiş yediye.
Tüm gönüllere hitap edecek.
Türk halk müziğiyle başlayıp.
Arabesk şarkılarıyla devam eden.
Oyun havalarıyla bitiren.
Bir şantör olmak istiyorum.


:)) Çok güzeldi, hayalini kurmak bile güzel)) yani imparator olmak o camiada, İbrahim Tatlıses gibi! Ama düşmanlar çok oluyor fazla göz önünde olunca, çok başarılı olunca çekemeyenler sıraya giriyor öyle değil mi sevgili Nihat? Bırak boş ver biz kendi halimizde yaşayıp gidelim, böyleyken bile fesatlıkların önüne geçemiyoruz, nerde kaldı öyle göz önünde ünlü biri olunca, neler neler olmaz ki! En güzeli sakin bir yaşam, çok mücadele isteyen işlere bulaşmadan yaşamak hayatı. Meyveleri de az olan bir ağaç olmak gerek hatta çürük meyveleri olan bir ağaç, işte o zaman taşlayanların da az olur)) Ne güzel şeyler yazıyorsun, aklıma neleri getirdin bir an ben de böyle bir hayali kurmanın kime ne zararı var diye düşünmeye başladım bile)) Renkli dünyan hep dönsün huzura ve mutluluğa dpğru dilerim inşallah. Gönülden kutluyorum değerli yürek kalemini sevgili dost şairim. Sevgi ve umut ışığın hiç sönmesin, ebedi yansın, mutlu ve esen kal sevdiklerinle bir ömür boyu...


Selamlar saygımla


* * *