Ruh Labirentinde Cadı DansıBir büyücünün kayıp sandığında buldum çocukluğumu Yıllar sonra. Ve senin peşindeyken Kaçtı yıldızdan gemilerle Aşkının diyarına... Bıraktığın caddenin köşesinde Hala ağlamaklı sesimle Şarkılar söylüyorum Hayaller kuruyorum Yarına... Geceleri hayatın acı şerbetini yudumlarken Aklıma gelmiyorsun artık Silikleşti yüzün, Annemin yüzünü unuttuğumdan bu yana... Nedenselleştiriyorum artık tüm olan biteni Her şeyimin nedeni sen oluyorsun Sonucu ayrılıklar... Bir cadının kazanında kaynarken buluyorum gençliğimi Biraz kahkaha yüklü, Aşırı tansiyonlu, Bir tutam hiperaktif... Yüzümde sivilce sivilce hayatın imzalarını taşıyorum Sesindeki yorgunluk sesimi deliyor, Çatallaşıyorum... Her çift gözde yeni aşklara yelkenler açıyorum Kaçtığın yıldızdan gemilerle... Hayat beni noktalamaya çalışsa da Bir balığın çırpınışlarıyla, Karada nefes nefese koşarken buluyorum kendimi Gün batımında, Bilmediğim günlere Yaşamadığım hatalara doğru... Bir kedinin pençelerinde yakalıyorum Yaşlılığa doğru kaçan hayatımı... Ağlamaklı olmuş biraz, Kimden kaçıyor, Kime doğru... Yırtık pantolonlar içinde koşuyorum, Taşların üzerinde kayganlaşmış hayatlara basa basa, İğreniyorum aynada gördüğüm yabancıdan... Bir ruh labirentinde arıyorken benliğimi Yıllar önce kaybolan bir ihtiyara rastlıyorum... Kimmiş, neciymiş bilen yok ama Gözleri fazlaca tanıdık... Arka fonumda hayatımın Bir parçaya eşlik ederken buluyorum o ihtiyarı sonralarıysa, Tam olarak anlamasam da ’Dalgalandım da Duruldum’ diyor, Belki de beni yiyor... Caddede dönerken köşeyi bir çocuk Şarkılar mırıldanıyor ağlarcasına, Kucağında kedisi olan bir adam Bi kaç bozukluk yuvarlıyor caddenin köşesine, Gençlerse kaldırımda Cadı Dansı tutturmuşlar... Bir mezar taşında rastladım sonra o ihtiyara, Sesi hala çatallı, Cadı Dansı da biliyor, Ama biraz ağlamaklı, Kedisini kaybetmiş... Yasin Yılmaz-Roma Öncesinde Hayat |