AŞK İŞLENMİŞ YEŞİL NAKIŞŞiirin hikayesini görmek için tıklayın "Amasya Belediyesinin "Aşkın Çağlayanı Yeşilırmak" konulu şiir yarışmasında 18 yaş altına vaad ettiği 3 mansiyon ödülünü verecek değerde eser bulamadığı gerekçesiyle değerlendirme lütfunda dahi bulunmadığı şiirlerden biri..."
Gönlündeki aşkı ebediyete taşımış, Bir feryad duyarsın Fethat avazlı. Sevda deminde muhabbet güzeli, “Şirin” bakışlı yarda öylece kalmış aklı. Yeşilırmak, aşkı çağlayan nehirsin, Meczup bir nağmeyle ruha dolan sihirsin. Maşuğun dert bildiğini ab-ı hayat saymaksa aşk, Bu şehrin yüzgörümlüğü sensin Yeşilırmak. Mihri’nin gözlerine düşmüş bir aşkla uzandım adına, Şaşkın bir güruhtan sıyrılıp bir an eğildim sularına. Bulutlar boyun bükmüş, güneş senin üstünde tütmüş. Gazeller, sularında yüzmüş. Seni seyretmenin hazzı dolmuşken ruhuma, Ey zamanı devirmiş taze gelin, Sırr-ı kelamında senin, hangi manayı sezelim. Misk-i amber bir rayihaya katarak mazini, Bir ikindi yağmuru sonrası karış canımdan içeri. Yeşilırmak, seni yaşamak; Ebed müddet devlet ufkunda dalgalanmak yeşil yeşil, Şehzadeler sancağı bu güzide yurtta Dol içime efil efil. Sükunetin çöllerinde vahayı bulmaksa lezzet Ey zamanda mahfuz nehir, Kendini Amasya cevheri Akşemseddin’e arz et. Sen ki garptan şarka bir derya,, Sen aslını zehirde paklanan Lokman farz et. Gökkubbe altında Hakk’ı arayan derviş gibi Başında yeşil sarıklar. Bir ensar gülüşünde yakalanan ar… Bir dem ayrılığa akan yaşlar süzülürken yüzünde… Güngörmüş tarih içinden akıp gider hüzünle. İnce minyatürler aydınlığında, Kağıttan gemiler yüzdürdüm sularında. Harşena eteklerinde sobelendiğim sevdaya sen şahittin. Beyazıt’ın ince minarelerinde ilahi sedalara karışır sesin. Kara vagonların ardından ağlar türkülerin . Sen bu şehrin ikliminde bestelenmiş aşk Huzur boy verir senin kıyılarında sarmaş dolaş. Sevdalar yurdunda kimi zaman ketum, kimi zaman coşkun, Şahit olduğu aşklardan sarhoş mu ruhun? Sefil nefsimi uçsuz boynuna büktürdüm, Sensiz, gönlümü aşka küstürdüm. Aşk, sufinin ney iniltisinde erilen sükut. Ki sen gülistandan bülbüle mest olup aksan Bendeki sevdayı hasrete döküp, ardım sıra ağlasan. Ey “od”unda hükümsüz Yeşilırmak, Sende çağırdım hüsn ü zan kılıp sevdayı Ve sana ağlattım gözlerimdeki lal kelamı Sen şarktan garba dökülen ışıklı süvari Al beni terkine dökülelim ezelden gelip ebede. Fecrin alasında dalıyorum yakamoz gözlerine Avuçlarımda berrak bir türkü oluyorsun. Su taşıyan omuzlarınla, dönen dertli dolaplarınla Sokaklarda hoş bir sada olup yankılanıyorsun. Aşkın ilahi rahmetine sende erdim Yeşilırmak Dökül gözlerimden haydi gönlümden doğarak. Seda OTYAKMAZ (AMASYA/2012) |