fasl-ı bahargözlerinin içi gülerdi kapını çaldığında gül bahar şarkılarını söylerken tamburi papatya odanı sarmalardı sümbül-ü kemani dağlı çocuktu haylaz biraz hırçın biraz yabani içerdik şerbetini kabarcık memeli bağların bir fasıl içinde engizek rüzgarı nağmeler geçerdi eski yazdan kıskanırdın akan suları öpen yosun yüzlü taşlardan cümlesiyle meşk olalım sevmek olmaz derdin dört kitap içinde birini kötü yoktur çirkin olmaz ademoğlu şart-ı hal içinde birinde gül birinde gönül birinde bülbül birinde nefes hepsinde aynı ses öter hakkerim ay düşerken cevizli suya harelenirdi gözlerinde akşam vazona bir demet nergis sarardın biraz sümbül-ü kemani dağlı çocuktu haylaz biraz dingin biraz pinhani nevzat kırkpınar (10/83) |