ŞİAR
yaşam dengesinin kurulduğu yerde
ruhuma üflenmiş hüzün çığlığıyla tevekkül edildim sayılı güne. zamanın tozlu koridorları arasında bedenim su ve ekmekle beslenirken ruhumsa kederle beslenerek girdi Tanrının emrine... bu yüzden belki aldığım her darbe karşısında yalınayak yürüdüğüm ateşler üstünde her ne kadar auro ışıkları da çarpsa gözbebeklerime yıkılmayışım bundan! ruhumun ayak sesleri gizlidir yarım kalan nice ağlamaklı düşlerimin arasında bir fotoğrafını çeker zaman gönderir usumun hipotalamus kısmına siyah kareler mabedleşir ve hatta kalıntı bırakırlar yeşermekte olan her ağacımın dallarında... ruhları en çabuk hüzün olgunlaştırır! gıyaben tanırım kendisini umutsuzlukları deşifre eden en iyi modüldür arkadaş! bazen bir aşk acısı bazen terkedilmişlikler bazense ölüm gibi... farklı bir ses tonunu taşır can damarında. ona tembihlenmiş görevidir bu belki! manyetik alanına giren her canlının gözlerini okumak ve kulağına hep aynı şarkıyla çarpıp kaçmak... bir ciğara kağıdı misali sarıp içer işte insan ömrünü... ASİYE ALEV AKBOĞA |