Sana bir at alacaktım yeğenim,
Üzerinde zurna çalacaktım yeğenim,

Alacağım at nalları dikti.
Yazık ümidimde kaybolup bitti.

Ne yapacağımı düşünüp dururken,
Heyecandan kalbim küt küt vururken,

Üzüntümden gözyaşlarım aktı.
Birden beynimde şimşekler çaktı.

Hemen çarşı pazara koştum.
Heyecanla coştukça coştum.

Her tarafta at aradım durdum.
Önüme gelen kapıyı çalıp vurdum.

Sonunda bir halıcı dükkânına girdim.
Çeşit çeşit halıları yere serdim.

Sana at manzaralı bir halı aldım.
Ata baktıkça hayale daldım.

Bu atlı halıyı odana asarsın.
Onuncu doğum yılına basarsın.

Hayal kurup bu halıdaki ata binersin.
Uçup uçup bizim evin bahçesine inersin.

Yeğenim ailenin kıymetini iyi bil.
At kirlenirse Arap sabunuyla sil.

Sakın! Bu atlı halıyı yere serme.
Dünyayı verseler içindeki atı verme.

21.02.2002
Tarık TORUN

GÜLİSTANIN GÜLLERİ
"Şiiristan’ın Coğrafyasında"