Aralık, Eksi On Sekiz, Smaaland
Görürüm karda izini geyiğin, karacanın, tavşanın.
Onlara orada o gece rastlamak isterdim yoldayken, fakat ay yükseldiğinde içeri girmeliydim, ve çalılıklarından kürkleri içinde sıçradı onlar ve soludukları buhar dondu ve gümüş beyazı ışıldadı fosfor misali; belki ürktüler gece huzurunu bozan köpek havlamasından, çizme izlerinden değil. Bu izler henüz silinip gitmedi, onları mavi görürüm ve düşük ışıkta, bir dans yerinde gibi, adımdan ve oyundan her bir ayak basış. Bu refakat senin öpüşlerin gibi ki senin küçük ayaklarını takip ederim şimdi nereye gitmek isterlerse, sevincim yanındadır senin. |