Geceyle Konuşmak Sanki
Hayır, her zaman yoktu anlamsızlıkta anlam
sen her bir anlamda anlamsızlığı aramaya koyuldun bu yüzden yanıldın yanılmalar mı anlamlı kılacaktı ruhunu ya da bilmem hangi anlamsızlığın içinde kendini anlamlı hissedecektin hayal ettiğin şey bir çakıl taşı bir yunus belki semavi bir ışıktı kalbini aydınlatacak görmedin gelmedi bile kimse bu dipsizlikten aydınlığa çıkartacak seni aramak bitmedi bitmeyecek ’bitmeli’ diye bir ses Soğuk ve soluk bir gecede ağızdan çıkan dumanları savuracak bir soluk gerekti artık bize Bir yıldız kayacak diye yüzyıllardır beklemek sıkmadıda bizi bir aşk doğacak diye beklemek mi sıktı 3 gün daha Yıldız kaymadı aşk doğmadı her yeni günde yeni hırsızlar doğdu hep çaldılar uykumuzu Yarısında sirenler öten ve bir sıkkınlıkla dağılan karnaval havasındayım palyaçolar hokkabazlara küfrediyorlar bu sahnede hokkabazlar şapkalarından testiler yüklü şaraplar çıkartıyorlar ve palyaçolar yıkanıyorlar bu şarapla gece gece Ağlama nöbeti geldiğinde, sevgilimi ararım sevgilim başka ağlama nöbetlerinde gece pas kokuyor yine hissizleşti gece ve ben geceyle konuşmaktan bıkmadım gece ve ben, ben ve gece... İsmail Kır |