Ofelya
Yıldızların uyuduğu, sessiz, kara
Dalgalarda Ofelya iri bir zambak, Yüzüyor duvaklı, uzanmış sulara... -Avcı borularının ezgisinde bak. Bin yıl geçti, Ofelya yine üzgün, Uzun sularda kefen gibi akıyor. Bin yıldır, gündüz gece, deli gönlünün Hüznünü meltem yellerine döküyor. Açıp sularda salınan tüllerini Beyaz göğüslerini öpüyor rüzgar, Söğütler eğmiş omzuna dallarını Ağlıyor. Uykulu alnında kamışlar. Yöresinde üzgün nilüferler bazan Dağıtıyor Ofelya kızılağacın uykusunu, Bir kanat vuruşuyla dallar yuvadan -Salıyor yıldızların altın şarkısını. Sen ey solgun Ofelya, kar gibi güzel! Sulara gelin oldun ergen çağlarda! -Çünkü Norveç doruklarında esen yel Acı özgürlüğün tadını öğretti sana: Savuran bir soluk gür perçemlerini Büyüyordu düşlerinin akışında; Dinliyordun doğanın ezgilerini Ağacın, gecelerin yakınışında; Çünkü boğuk sesi çılgın denizlerin O tatlı, çocuk göğsüne vuruyordu; Bir nisan sabahı, yorgun bir atlı senin Dizlerinde sessizce oturuyordu! Gök! Aşk! Özgürlük! Bu nasıl düş Deli Kız! Güneş vuran kar gibi eriyip gittin; Konuşma, sus! Seviyi bizlere dilsiz O mavi gözlerinle çoktan öğrettin! -Ve diyor ki Ozan: Aydın gecelerde Ofelyam çiçekler devşiriyorsun; Hep böyle yüz, ak gelinliğinle suda Dalgalar beşiğini sallayıp dursun. (15 Mayıs 1870) (Fransızcadan çeviren:Erdoğan Alkan) |