HasretimLaçka bir yazın kurak yalnızlığında üşüyorum Kalabalık sokakların sensizliği kanıyor içimde Kimsen sen değil Herkes sanki biz Gözlerinde beni gördüğüm her an Kaçırırdın gözlerini bir aşktan kaçar gibi Yanaklarındaki iki akşam güneşiyle Susarak söylerdin Söyleyemediklerini Şimdi Çığlık atıyor susmalarım sensizliğe Niyetli bir çocuk gibi susuyorum sana Nafile Kaç akşam geçti gelmedin Bozamadım sensizliğin orucunu Nedenlere soruyorum şimdi suretinin eksikliğini Çıkar yollarını çıkmaz sokaklarımda arıyorum Terk edilmiş bir meyhanede Boş bardaklar kaldırıyorum şerefimize Kana kana sensizlik içiyorum Andan ana yokluğunda ölüyorum Sensiz geçen geçmiş geçmiyor Geleceğe mazi oluyor yokluğun Ben O yokluğun var olma yolcusuyum Karanlığa giden bir trenin En yıkık vagonundayım Yenildim kalbimdeki depremlere Tozlu acılara bıraktım hayallerimi Enkazların kimsesiz odalarında Aldığım her nefesin son noktasından Seni bıraktım hıçkırıklarımın koynuna Artık Toprağın kabullenmediği kadar canlı Hayattan kovulmuş kadar ölüyüm Arafın izdüşümünde bir canlı cesedim Her an ölerek yaşamaktan Yaşamaya hasretim Doğmayacak kızımızın okşayamıyacağım saçlarına hasretim Annene annem diyemiyeceğim günlere hasretim Olmayacak evimizin sen kokan eşyalarına hasretim Sana hasretim... Bize hasretim... Ölmeye hasretim... |