Zakkum
Ören çarşılarından gelirim alışverişten
Yıkık sütunlar sarılı dalgınlığıma Dil döker durur tezgâhta zakkumlar, Çiçekler sunup cesedinden kraliçelerin İnatçı kemerlerin ayakları dibinde Parçalanmış taçların parıltısından, Yeşili sızıyor kertenkelelerin Ağusu kralların şarap tasından Başüzrelik adlar ve buyruklar, Kazınmış taşlara ve devrilmiş Bütün muhafızlar uyuklar, İniltisi ayakta efendilerin Kulaklarım gök kubbenin seyir defterinde Kanar yüreğim suskun çeşme başında Esrik yellerde kokusu nice çılgınlığın Aradım durdum nice mezar taşında Yalın sevmelerin kibirsiz türküsünü Şiirler alır saltanatlar satarım, Düştükçe yolum ören şehirlere Esir pazarında nice tahtı sergileyen Esirler görürüm bir satırlık sevgiye Sen ey dili kekre kayaların tezgâhtarı, Kaldır pembe örtülerini pişmanlığın üstünden Hayalinle fikri solan güller için, Söyle saklısını kökünde barınan zehrin |