BİN YIL GEÇSEDE
Kıyamet alametidir gözlerindeki bakış.
Eşiğimde duruyorsun hanidir. Gitti gidecek gibi bir halin var. Ayrılık çığlığı, bir adımına bakıyor, Sanki içindeki buzullar eriyor Ve gün yüzüne çıkıyor, Ruhuna saplanan bütün ihanetler, aldanışlar, terkedilişler. Bu afetler kavgalar sanki ondan. Sözcüklerin soğuyor giderek. İklimimi bozdu sebebine sebep olanlar. Kaç gündür yalancı güneş gibi ‘canım’ deyişlerin. Hiçbir hücremi ısıtmaya yetmiyor. Sen sustukça kanım tersine akıyor. İyi niyetlerimde kıtlık hüküm sürüyor. Beyaz olanı siyah, güzel olanı çirkin görüyor gözlerim. Yeni doğmuş düşler çirkef şikayetlere dönüşüyor içimde. Aklım itaat etmiyor artık. Dudaklarımdaki kuraklık aldı başını gidiyor. Özlemek fiilim, hiçbir zaman kipi ile birleşmiyor. Zaman dahada mı hızlandı ne? Bir ay bir gündende kısa geliyor. Bunlar ayrılık alâmetleri mi? Gitme Sevgilim! Gidersen milyon derece yanarım. Viran olurum. Bin yıl geçsede kurulmaz üzerime başka dünyalar. Yalnızlığım sonsuzluğun kuyruğunda asılı kalır. Gitme sevgilim! Ne olur birkaç asır daha kal. Gidişin kıyametim olur. Sensizlik için çok erken... C.KARAMAN (Raskov’a hitaben / 2011) |