YARA BANDI
Nasıl unutursun
ilk gunleriydi İstanbul’a taşındığınızın usulca dokunmuştun hanımeli kokan bir duvara yaslı beyaz bisiklete -Binmek ister misin diye bir sesle irkilip ayrılmıştın hayal dünyasından Annenin dizlerine yatırıp sarı saçlarını saatlerce taramayı düşlediği Ömercik duruyordu işte tam karşında ki yaramazlık yaptığında az mı dua ederdi onun gibi uslu olmana Kalır mıydın hiç altında böylesi sıcak bir davranışın sen de cebinde taşıdığın kolonya kapağını uzatmıştın ona ve başlamıştı bir arkadaşlık çatılarına martıların konduğu Çiçekçi sokaklarında Evlerin arasından bakmak isterken Kız Kulesi’ne acemisi olduğun bisikletten düşmüştün gitmiyor gözünün önünden filmlerdeki gibi yardımına koşması üstelik o gün ilk kez yara bandıyla tanışmıştın Kaybettin Ömerciği şoförlük yaptığını duymuştın bir ara ama bu şehirde taşradan gelen bir çocuğa bisikletini verecek insanların yaşadığına inanıyorsun yine de siyah ve kıvırcık saçlarınla |