Yüz Havlusu
Çarmıha gerildiği yaşta İsa’nın
avuçlarımdan tutan iki çocukla çiviliyim yaşama aşk bardağını çalkaladığım su olmak kırılacak eşya taşıyan bir kamyon gibi gidiyor Ağrıma Kendi kendime konuştuğum sanılıyor hep yanımdadır oysa giderken bıraktığın yüz havlun bozdun saklambaç oyununu ama bana gizlendiğim yerden çık demeyi unuttun Her gece yatmadan okuduğum bir kitap olmanı isterdim kırardım ışıkları söndürmeden yarım kalan sayfanın ucunu ki sen buna tenim kırışıyor yaşlanıyorum derdin Yokluğundan geri kalan çölde attığım her adımda gözlerimden dökülür hörgücümde taşıdığım sular sevgilisinin gölgesinden uzak çölde ağlayan deve ölür Hava kararırken usulca bir zenci olup kalıyorum Salacak kıyısında ve Kız Kulesi Ku Klux Klan gibi duruyor karşımda |