KÖPÜKTEN
Portakal büyüsüdür yalayan seni beni
Kentte başlarken gece horozun terk ettiği Bir kadını havlıyor taşıyor o ıssız köpekler ki Kırmızı bir karpuzun ortasından kesilen o köpekler ki Deniz mi dedin ne denizi Ben Kristof Kolomb’un uşağı değilim Ben ırmakçıyım denizci değilim Kulağımda ne bir aşk ne de bir kürek sesi Bir meydan uğultusu barbar bir inşaat sesi Bir kere kente girdin Bir kadını al onu yont yont anne olsun Her kadın acıma anıtı bir anne olsun Çocuklara açılan mavi kırmızı pencere anne Sen bu şehrin sokaklarından geç sonsuz pencerelerle Bir insanı al onu çöz çöz çocuk olsun Ve sonra yıpratılan ne Mavi bir alıkonan Bu köpekler neyi havlıyor hangi kadını Bu horozlar neyi ürperiyor çocukları mı Sabah ki marul ortası kırılan bir gemi direkte Vakit çiçek bozuğu bir akşam terkisi Bana ayrılan hangi Arap atının terkisi Hangi çadır düşüncesi ve çöl Bir mermerin rüzgârdaki savruluşu çöl Kadın giyeceklerinin kıvranışı kızılda Bir kırmızı biber salgını develer Yeter suyun anıtlaşması çelik çelik biatı Bir kere kente girdin Felçli kadın karyolaya bağlı Haliç Engenlik gençkızlık işletmesi karyola ki Bekâr bir ölümün fener alayı şöleni Azrailin boyuna bülûğa erdiği gerdeği girdiği Eleni Eleni karyolada düşünen kadın Yalnız ve som karyolada düşünen kadın Her erkeği papaz sanıp günah günah olarak çıkartan Her gece güneşi ısıran Köpekler neyi havlıyor hangi gülü Horozlar neyi ürperiyor savaşı mı Bir yumurta ortasında gece yarısı Sen ey şair ki ellerini kollarını çarmıha gerdin Ölüm ki tabiatüstü hayatların menaceri En yeni buluşu intihardır |