TAHA'NIN KİTABI-1
Günaydın bana geri gelen şiir
Bana geri gelen anıt Bana geri gelen kalbim Bana geri gelen kalbimin ayışığı Gözleriyle iyileştiren yaralarımı Kalbim güneşim efendim Günaydın yüreğimin kuşluğu Sürekli kuşluğu Günaydın alacakaranlık Ama nasıl alacakaranlık Bizi yataklardan koparan Dağlara yaklaştıran Dağlara doğru fırlatan Grevlerden grevlere koşturan Yanardağ Alacasıyla anne karanlığıyla baba Loşluğuyla kardeş aydınlıyla abla Kırmızı kırmızı bir karasevda Siyah siyah bir kuş lamba Hız kazanmış kristal camlarla Gelen ve giden İçimizde ve dışımızda Son durak İstanbul İlk durak Ankara (...) -Taha kapının önünde- 37 (...) Ne bahardan bir gül ne yazdan bir yemiş Ne kıştan bir imdat ne sonbahardan sada Bir ara dinlendiriyor yüreğini Beethoven Dört duvardan yavaş yavaş gelen Gözlerden bir çılgınlık akıyor geriye geriye doğru Van Goghun elleriyle kırılan bir başak mı bu Cermen baltalarıyla frenk sopalarıyla İskandinav buzullarıyla geçti Wagner Bir ses ki asur kabartmalarından beter Beklenen muştunun heykeli mi kırıldı battı Sona mı erdi eleğimsağmaların saltanatı Akşam akşam dar sokaklar ağzında kayboldu bir bir Hayallerimizin icadı putlar düşten yoğrulmuş tanrılar Ergenin şeytan aldatmacaları İnsanın ilk karşılaştığı denizlerin Önünde yaktığı kireç alevlerinde hisar Her hastalık bir putun kırılması mı demek Putların toptan kırılması mı demek ölmek (...) -Yanardağ kıyısında yaşama- 51 Yukarda bir yanardağ Kızgın küllerini savuruyor Bu ölü şehrin üstüne İşte bu şehre alıştı Taha Kırağı çalmış evlerine Kahvelerinde dayanılmaz bir çağrıyla Çağıran gecelerine alıştı Taha Geceye bir alkol gibi alıştı Kışlarında terlediği üşüdüğü yazlarında Bu şehre alıştı Taha Gül açmayan baharlara Yaprak düşmez sonbahara Kurbansız bayramlara Öğle öten horozlara Ancak geceleri rastlanılan köpeklere Tütün kokan kedilere Kesin kesin alıştı Yalnız sahaflarında grev yok İşçiler lağımları akar bırakmış Kurumuş kitabelerdir artık çeşmeler Bir semtine yerleşti Özler durur öbür semtini O nerdeyse cehennem orası sanki |