Ali Ata Bak
Aslında ilk kez ilkokul yıllarımda tanışmıştım onunla
O topu atmakla mükellefti ben ise tutmakla Koca bir nesil büyütülürken fişlerle kesile biçile O hep çocuk kalacaktı yetmişine gelse bile Hep popülerdi Ali, herkesin dilinde Halk, ulus değil ama tek kişilik bir krallık Zaman zaman kendine soytarı yine kendine vezirdi Atları çok severdi bi de Onlara bakmaktan yorulduğu bir gün mavi bir vosvos ile tanıştı Hoş ona da yıllardır atlara baktığı gibi baktı Hayali; o vosvosu pembeye boyayıp çocukları taşımaktı Olmadı Yokuş aşağı bir hayat, yokuşlar varsa yaşadığını anlardı Bir gün Ali zoraki alıp yanına kalbini ve kişiliğini O cimri şehirden bu resmi şehre direksiyonu çevirdi Gizliden gizliye hep gözleri gülen bir resimle sevişti Hiçbir şey değişmedi o günden bu yana Yine onu bekledi yine onla emekledi Ah ali’m vah ali’m Lilyumları devşirip dönüp çalamadı o kapının zilini Vakti gelmedi mi? Güzel adamdı Ali, bir tek çilleri eksikti Kızlar arada bir çağla yemeye gelirdi gözlerine Ama o en güzel meyvesini yıllardır tek bir kadına sakladı; Çilli… Tabi ne bilsin Çilli, kırk kilo kız, O zamanlar meyvenin kalbe iyi geleceğini Yaşamak… Uzun bir yol düşünün, bir araba altınızda ki o araba bazen tekler Bırakır sizi yarı yolda Demem o ki a dostlar ben inandım, Yaşamak boyunca o; yoldaş, yol oldu bana Yalnız bana mı? Ehtiyara, ayıya, cihana, Ondan onu almaya çalışmayan her canlıya Bildiğimiz bir ayı vardı; Mesela o, Ali’yi şavalaklıkla taçlandırdı Bazen bakıyorum o şavalağın suratına; Ağzı, burnu, kaşı, gözü Fatıma Burada Selahattin’den selpak istedim, bana tuvalet kağıdı getirdi Yine aklıma o geldi Ah çilli, çilli, çilli! Bilmelisin ki kimse hayalini bile Ali kadar içli sevmedi Ben topu attım şimdi Sen onu tut ve hiç bırakma emi! mç-jir-fhrn |
ALİ AYŞE'İYİ SEVİYOR..