KARŞILAMA
Anılardan yontulmuş yüze değil
bir felakete adadım kendimi deneyerek sesimi yeni bir ölüde, her gün sabahla, baharın geldiğini resimlerde yaşayan ikindileri akşamın yalnızlığa düşürdüğü kafiyeyi kılıçla kesilen yatsıları mavi kuş zındanlarını ve sıkıntıyı adlandıran geceleri müjdeledim. o, yüreğinde uzun hüzünler besledi. Oysa acılar çoğalmış, dağlar uyumuştu karanlığın kollarında şehir uyumuştu denizin derinliğinde söken şafak yüzündeki dalgınlık ağzındaki ince harfler uyumuştu Fala mı inanırdım artık, kelimelere mi su terazilerine ölü tüccarlarına geceye ve gündüze mi? O gitti.Bir sevdaya yasladı kendini Ben kaldım.Yalnızlıkla karşıladım her şeyi. |