BAHÇELİEVLER
Gecenin karanlığında gölgeler uçuşur
Dolaşırlar diyar diyar her biri bir yöne Giderler, sessiz ve sedasız hain tuzaklara doğru Pusu kurarlar her gecenin karanlığında Ne kadar kahpe bu geceler Ne kadar kalleş Arsız olan bu karanlığın sahipleri hep belirsizdir Can alırlar, can sorgularlar, can yakarlar Adı kalleş olan, hain olan, cellat olan Aldılar yedi kişinin canını ansızın Karanlık çökmüş bir gecenin ıssızlığında Ankara’nın Bahçelievler semtinde Teker teker tel iplerle boğdular Derin ve tatlı uykularından İnsan kılığından hayvan kılığına Bürünmüş zalim cellatlar Boğmayla baş edemediklerini de hain Kurşunlarla susturmuşlar nefesleri Eli kanlı halk düşmanları kan emiciler Bu cinayetleri vatan ve millet uğruna yaptığını İtiraf ediyordu insan suratlı vampirin biri Gururlana gururlana yaptıklarını Büyük bir hünermiş gibi Devlet mahkemelerinde anlatıyordu Ve cellatlığını vatanseverlikle örtbas edip Süslü laflarla piyasaya sürüyordu çirkefliğini Masum yedi Türkiye İşçi Partili canın ölümüne Nasıl ve niçin karar verdiklerini hiç çekinmeden Salyalı ağzıyla itiraf ediyordu adalet karşısında Ve adalet madalya takıyordu büyük bir gururla Bu kana doymaz vampirler, bu insan cellatları Gecenin karanlığında, yedi karanfili öylesine Kopardılar dalından, tatlı uykularından Ve gecenin zifiri karanlığından tekrar gölgeler uçuşup Gitmişlerdi sessiz sedasız hain tuzaklara doğru Tekrar yeni bir pusuya yatmak için kahpece Hasan DAL Sevda Yolum - 31 Mayıs 2002 |